Son günlerde yapılan Kağıthane Belediyesi meclis toplantıları oldukça hareketli geçerken, hakaret dolu sahnelere de neden oluyor.

Belediye başkanı ve Meclis başkanı Fazlı Kılıç’ın üyelere bakış açısına göre Meclisin sağ tarafı AK Parti üyeleri, orta blok, CHP ve sol blok da iki kişilik MHP’li üyelerden oluşuyor.

Oturum açılıyor.

Önce gündem dışı söz alacaklara sırasıyla söz hakkı veriliyor.

AK Partili üyeler yaptıklarını, muhalefet üyeleri de yapılması gerekenleri ve yapılmayanları gündeme getiriyor.

Doğanın kanunu gibi Meclisin kanunu da bu..

Bütün konuşmacılara en son olarak Fazlı Kılıç cevap veriyor.  O güzel üslup, tatlı dilli iğnelemeler, genellikle CHP’li üyelere söyleniyor.

Bu sefer CHP’liler kıvranıyor, yerlerinden müdahale ediyor. Atışma ve tartışmalara söz hakkı verilmiyor.

Çünkü gündem dışı konuşma haklarını baştan kullanmış oluyorlar, sonra Kılıç’ın yaptığı eleştiri onları son derece rahatsız ve huzursuz ediyor.

Kılıç, “Tamam hakkınızı kullandınız gelecek ay konuşursunuz” diyerek herkes çaresiz kalıyor.

Tokmak Kılıç’ın elinde, davulu istediği gibi çalıyor..

Kolbastı çalınca hızlı bir oyun olduğu için herkesin nefesi yetmiyor. Daha genç olmak gerekiyor.

Meclis zaman zaman Hababam sınıfına dönüyor.

Gündem unutuluyor!.

Muhalefetin istekleri ve önerileri boş çıkıyor. Kimin ne dediği ne istediği önemli değil. Önemli olan bu halkın ve ilçenin yararına olandır.

Muhalefet İsrail mayın pazarlamasına değinince, Kılıç’da Sözen dönemine gidiyor. Memleketi siz satarsınız diyerek CHP’lilere ağır bir ithamda bulunuyor. Karşılıklı sözlü atışmalar başlıyor.

Susun gelecek ay konuşursunuz diyor.

Sanki evde gelin kaynana tartışması, mahallede kocakarı dedikoduları gibi..

Bir anda Kağıthane unutuluyor, gündemdeki genel siyasi tartışmalara giriliyor.

Zaten meclisin bir çok zamanı bu meselelere ve sayın Kılıç’ın Başbakana ve Kadir Tapbaş’a yaptığı övgü ve teşekkürlerle bitiyor.

Aslında Kılıç bunlara teşekkür edeceğine, meclis üyeleri ve Kağıthane halkı Kılıç’a teşekkür etmesi gerekmez mi? Demekki ortada teşekküre değer, gözle görülür yapılan bir hizmet yokki, böyle bir konu gündeme gelmiyor.

Tartışma ve atışmalardan sonra gündeme geçiliyor.

Ortalama 60 civarında komisyon raporu.. Kabul edenler, etmeyenler..Kabul edilmiştir.

60 madde çabucak, nefes almadan peş peşe okunuyor.

Kaç kişinin parmak kaldırdığına, kaç kişinin evet-hayır oyu verdiğine bakılmadan teklifler kabul ediliyor. Fazla parmak kaldıranı da göremiyoruz. Çünkü AKP’liler çok rahat. Herkes koltuklarından oturduğu gibi kalkıyor ve oturumu tamamlıyor.

Başkan, “Toplantımız sona ermiştir herkese teşekkür ederim” diyerek oturumu kapatıyor.

Bu zamana kadar izlediğim Belediye meclisinin her oturumunu 2-1’lik farkla başkan ve üyeleri kazanıyor.

Her ne olursa olsun evin reisi olan bir baba evlatlarına “susun, rahat durun, oturun yerinize, yaramazlık yapmayın” deyince evlat ona saygı ve itaatinden olmasa bile Babaya karşı gelinmez, babaya itaatsizlik olmaz düşüncesi ile sesiz kalıyorsa, muhalefet üyeleri de başkan Fazlı Kılıç’a bu şekilde katlanmak zorunda kalıyor.

Ama, bu sabır ve katlanmak nereye kadar gidecek, ne kadar sürecek, bekleyip hep beraber izleyeceğiz ve göreceğiz.

Bu dönemde meclisin sağ köşesi Başkana çalışıyor, sol köşesi yetersiz, ortası bulunamayınca her şey oluyor yetersiz..