Bir 10 Nisan günü daha yaşıyoruz. (Polis haftası 6-12 Nisan Türk Polis haftası) teşkilatının kuruluşunun 175. yıldönümü..

Kamu düzenini sağlamak için her türlü zorluğa göğüs gererek başarılı çalışmalar yapan emniyet görevlilerimiz için oldukça anlamlı olan bu günün 2020 yılı kutlamaları bu yıl maalesef buruk geçiyor.

      Bütün Emniyet teşkilatımızı kutluyorum ve tüm Emniyet mensuplarına ve Polislerimize başarılar diliyorum.. Ebediyete intikal eden, şehit ve Gazi olan emniyet mensuplarını da rahmetle anıyor, yakınlarına, ailelerine ve geride kalan meslektaşlarına baş sağlığı diliyorum.

       Hali ile Polis teşkilatımızla her an baş başa oluyor, görüyor ve çalışmalarını da yakından takip ediyoruz.

      Canımız, malımız dahil, her şeyimizi onlara borçlu olduğumuz da bilinmelidir.

       Polisin geçmiş düzeni ile söylentiler artık unutulmalıdır.

       Teşkilat bugün, son derece teknolojik sistemlerle donatılırken, mevcut kadrolar da son derece donanımlı, tecrübeli, çalışkan  ve anlayışlı bir ekiple iş başındadır.

Eskiden hep şunu duyardık. İstanbul Gayrettepe’de  nezarethanelerin kapısında “BURADA ALLAH YOKTUR” yazıyor diye söyleniyordu. Ben görmedim. Ama ne derece doğru bilmiyorum.

Tabii, suçu işlersin nezarete girince, bu yazıyı okuyunca korkarsın.  Peki sen suç işleyip, karşı tarafa zarar verirken, o masum insanların canına, malına, ırzına zarar verirken sende Allah korkusu yok muydu?

O dönemlerde öyle bir yazı varsa da hakkı ile koyulmuş demeltir.

Çünkü o dönemlerde öyle olması da normaldir.

Sen evinde uyurken, işinde çalışırken, zevki aleminle yaşarken Polisin dışarıda nelerle uğraştığını biliyor musun?

Hele şu içinde bulunduğumuz Coronavirüs  belası ortamında Emniyet kuvvetlerinin nasıl çalıştığında haberin var mı?

Tabii ki; yok..

İşte bu günlerde yaşadığımız en büyük sıkıntı..

Polis mesaisinin yüzde 90 gibi bir bölümünü Coronvirüs kurallarına uymayan vatandaşlar için  harcıyor.

20 Yaş altı, 65 yaş üstü vatandaşlara sürekli kontrol ve müdahale ediliyor.

“EVDE KAL” denilmesine karşı sürekli anonslarla yapılan uyarılara rağmen Polis amansız mücadele veriyor.

Kimsesiz yaşlıların istekleri evine kadar gidiyor.

Hastalara ambulans temin ediliyor.

Yerde yatanlar ya evine, ya da hastaneye gönderiliyor.

O halde Merkez konuşuyor bir dinle!..

“Yolunu kaybetmiş yaşlıyı evine teslim ettik.”

“Alkollü vatandaşı evine bıraktık”

“Mahallede rahatsızlık veren vatandaşlar uyarıldı”

“Yaralamalı kazadaki yaralılar hastaneye sevk edildi”

“Eşinden şiddet gören bayan hakkında gereken yapıldı”

“Bulunan cüzdan sahibine teslim edildi”

“X Barda kavga eden şahıslar karakola götürülerek işlem başlatıldı”

“Kırmızı ışıkta geçen sürücü hakkında gereken işlem yapıldı”

“Alkollü sürücünün ehliyetine el koyuldu araç otoparka çekildi”

“Dur ihtarımıza uymayan araç kaçtı, takip ediyoruz”

“X Mahallede açıktan alkol alan vatandaşlar men edildi”

“Evden uzaklaştırma kararı olan eş eve gelerek eşine rahatsızlık veriyor”

“X Mahalle (x) sokakta bilinen bayanlar olduğu ihbarı var”

“Arıza yapan araç yoldan kaldırıldı, yol trafiğe açıldı”

Peki bu Polis memurları senin babanın oğlu mu var?

Sana bu hizmeti Babanın oğlu bile yapmıyor!..

Bunların yanında bir de daha çok artı çabaları var. Teröre kurban verdiklerimiz, kazayla can verenler, şehit ve gazi olanlar.

Vurma, kırma, cinayet, gasp ve buna benzer olaylarda olağanüstü bir efor gösteren Emniyet güçleri, Polis memurlarımız işte böyle çalışıyor.

Sonra Polis canımı yaktı diye dert yanar şikayet edersin..

Sonra da;

“Ben Polis amcaları sevmiyorum” dersin öyle mi?

Sevme, sevme, Onlar da zaten senin gibileri sevmiyor.

Yatın, yatın, siz evde yatın.. Keyfinize bakın..

İstersen sev, istersen sevme..

Polisin çok da umurundaydı!..