Bir çoğunuz bu fıkrayı duymuş veya okumuş olabilirsiniz!..

Son günlerde en çok konuşulan acımasızca yapılan zamlar artık gündemlerden düşmüyor.

Vatandaşı hiç düşünen yok, alabilirsen al, alamazsan da yeme, içme zor yaşa, geber adeta!..

Ülkende 9 milyon Suriye’li çalışmadan geçinsin sefa sürsün, kendi milletin de açlıktan sefaletten, işsizlikten ya sürünsün, ya ölmeye mahkum edilsin..

Ülkemizin son halinin özeti budur.

Bilirsiniz, Osmanlının başından tam 36 Padişah gelip geçmiştir, bunların sadece birkaçı zamanında “Ekonomik Zorluklar” yaşanmamıştır…

Önce size hani o sarayından dışarıya çıkmayan Padişahın, gariban halkın sırtına sardığı vergiler üzerine yıllardır kulaktan kulağa anlatıla gelen müthiş fıkrayı anlatarak mevzuya gireceğim…

Sarayın tatlı yaşamı dışında ülkesinin halini bilmeyen bir Padişah, ekonomik zorluğa düşünce, fakir halkının üzerine vergi üzerine vergiler salmış, ellerinde ne var ne yoksa, Sarayın adamları tarafından alınmaya başlanmış… Her yeni (vergiden) sonra, Padişah halk arasına adamlarını gönderip, halkın ne halde olduğunu sorar, onlar da gelip; “Ulu Hünkârım halk çok kızgın, yeni vergilere çok kızdılar, başlarını duvarlara vurup, size lânetler yağdırıyorlar!” derler, bunun üzerine Padişah; “Oh oh çok iyi, öyleyse biraz daha vergi salın!” dermiş…

Gel zaman git zaman, en son yapılan vergilerden sonra halkın elinde tavuk, yumurta, un, tuz dahil, hiçbir şey kalmamış… Padişahın adamları yine gelmişler ve halkın ne yaptığını gözlemleyip, hemen Saraya koşmuşlar…

Merakla son durumu soran Padişaha; “Yüce Hünkârımız, halkınız son vergilerden öyle memnun kaldılar ki, artık hepsi de sevinçlerinden sokaklarda göbek atıp, oynuyorlar!” demişler…

Durumun vahametini o zaman anlayan Padişah; “Eyvah, korktuğum başıma geldi!.. Derhal son vergileri kaldırın, bu hal ve gidişin sonu hepimiz için çok kötüye gider!” deyip, hemen vergileri kaldırmış..

Sokakta bir çok  uyuşmuş beyinlere sorduğunuzda ise; “Yahu ülkede ne bahalılığı varmış!? Fırında ekmek hâlâ 2,5 lira, Belediye arabaları biz yaşlılara bedava, soğan 1,5 lira, patates 2 lira,  Zabıtalar marketleri denetliyor!.. Neredeymiş bu pahalılık yahu!?” diyorlar..

**       ***      ***

Bilindiği gibi tüm Dünyada ve Ülkemizde bir Pandemi dönemi yaşıyoruz. Esnaf işyerini kapatınca iyice perişan oldu. İşsizlik arttı. Zamlar de yağmur gibi yağıyor. Vatandaş borçlu, toplamda icra dosyaları 23 milyonu aşmış durumda..

Peki ister istenmez sormak istiyorum. Yapılan bu son acımasız zamlar neyin işaretidir?

Ekranlara çıkanlar bu zamlara neden dur demiyor.?

Ülke bu haldeyken vatandaşlara destek vermek gerektiği halde acımasızca yapılan zamlarla adeta intikam alınıyor.

Hatta, olağanüstü bu gibi durumlarda  yani, bulaşıcı hastalık, kaza, bela, vs. yaşanan afetlere karşı Devlet milletine verir,  vatandaşına zam yapmaz. Hatta borcunu siler, faiz uygulamaz. Ama maalesef insanların en zor şartlarda olduğu bu günlerde yüzde 50’lere yapılan zamlara bir hükümet ses çıkarmıyorsa, bunun aksini yapıyorsa, ben geleceğimizden endişe duyarım.

Koronavirüs illeti gittikçe yayılarak artıyor. Tedbirler geçen yıl gibi desek öyle. Tedbirler lden bırakılmış..

Hemen hemen, gösteriş harici her şey serbest oldu.

“Yaklaş virüs bulaşsın, zam yap herkes alamasın, geberen gebersin, kalan sağlar bizimdir” taktiği uygulanıyor diye düşünüyorum.

Bir gurup yoksul insanlarımız yeterli beslenemez, yeterli gıdasını alamaz, bünye direncini sağlayamaz, sonuçta ise bünye zayıf olunca Koronaya daha kolay yenik düşer.

Buna da bu günkü yönetimimiz çok  rahat harukulada alenen destek veriyor.

Evet… Aksini yapıyorlar..

Hastalığı fırsata çeviriyorlar. Yaşanan bir virüs salgınında vatandaşın çektiği acılar yetmiyormuş gibi, bu ortamı fırsat bilerek zengin olan bir çok gurup oldu. Dolar arttıkça köşeyi dönenler oldu.

Tüm bunları insanların zihinlerine korku salarak bilimsellik adı altında yapıyorlar. Sızlıyoruz, şikayetçiyiz,  ama dinleyen kim, duyan kim. Medya ellerinde, ekonomi ellerinde, sağlık sektörü ellerinde..

Benim bir önerim var. Siz de yaptığınız bu son zamları geri alsanız diyorum!!!...

Ne olur, ne olmaz..

Şimdilik bir uyarıp, hatırlatma yapmak istedim.

Sağlıcakla kalın  mutlu olun, hep bereber  huzur içinde yaşayalım diyorum.