IMF 1944 yılında Amerika’nın New Hampshire eyaletinde ki Bretton Woods’da kurulmuş olup, 1947 yılında filen çalışmaya başlamıştır. Kelime anlamı Milletlerarası para fonudur.
Birinci ve İkinci dünya savaşları sonrasında, Avrupa devletleri ekonomik olarak dar boğaza girdiler.ABD ise savaş süresince ihracatını,altın stoklarını artırdı. İşte bu süreçte yardıma ihtiyaç duyan Avrupa devletlerine, ABD kısa vadeli vereceği borçları IMF, uzun vadeli vereceği kredileri ise İBRD (Dünya Bankası ) kanalı ile yapmayı planladı.
44 Devletin iştiraki ile kurulan IMF’ nin fonksiyonu, dünyadaki para sorunlarının çözülmesi için uluslararası iş birliğini sağlamak, yine uluslar arası ticaretin dengeli olarak gelişmesine katkı vermektir.Daha açık bir ifade ile global finansal düzeni takip etmek,borsa,döviz kurları,ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyonlar yapmak,aynı zamanda teknik ve finanssal destek sağlamak için kurulan bir kurumdur.Tabi ki bu görünen fonksiyonun arkasında, bana göre küreselleşme adımlarının başlangıcı olup, dünyada ki, SSS (Sınırsız, Sürdürülebilir,Sömürü.) ‘ in olmazsa olmazıdır.Vazgeçilmezidir.
1947 Yılında IMF ye üye olan TÜRKİYE , 4 ağustos 1958 yılında IMF ile ilk resmi teması gerçekleştirmiştir, Türkiye,IMF ile ilk stand-by anlaşmasını 1 Ocak 1961 tarihinde imzalamıştır.

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra kurulan AKP hükümeti Türkiye’nin IMF politikaları dışında bir seçeneği olmadığını kabul ederek, bir önceki hükümetin uyguladığı stand-by anlaşmasını aynen devam ettirdi, ve ayrıca Mayıs 2008 yılına kadar yeni bir stand-by anlaşması daha imzaladı.
20.stand-by anlaşması için 8 Ocak 2009 tarihinde IMF ile Türkiye görüşmelere başlamış,IMF nin ,
1- -Nereden buldun yasasının hayata geçirilmesi
2- Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bağımsız haline getirilmesi
3- 2009 yılı için ek tedbir paketinin hazırlanması
4-. Belediyelerin kaynaklarının azaltılması, gibi talepleri kabul görmemiş ve anlaşma sağlanamamıştır.
Anlaşmanın sağlanamaması üzerine Ekonomik kurmaylarımız, IMF ye artık ihtiyacımız yok ,yolumuza IMF siz devam edeceğiz, ayrıca IMF ye 5.2 milyar dolar borcumuz bulunmakta ve bu borcu 2012 yılında kapatacağız demişlerdir.Hatta dış işleri bakanı Ahmet Davutoğlu da benzer açıklama yapmıştır. Ve tabi ki vatandaş bu durumda IMF nin 2009 yılında ülkeden mevcut iktidar tarafından kovulduğuna inanmıştır.(Halbuki 10 lu yaşlarda misket oynarken kavga ettiğimizde karşımızdaki çocuğa al şu 5 misketini bidaha da benle oynama,alacak verecek yok tamam mı derdik)

ATO nun raporuna göre IMFnin 1999-2007 arası Türkiye Karnesini incelediğimizde ihracatın %212 artarak 90 milyar,yıllık ithalat ise %265 oranında artarak 144 milyara çıktığını,.Dış ticaret açığının ise % 410 artarak 10.5 milyardan 54 milyar dolara çıktığını görürüz.İddia ediyorum bu tablo Japonya,İngiltere,Almanya gibi ülkelerde oluşsa tüm hükümet yetkilileri ,ilgili tüm bürokratlar istifa ederlerdi ve olağanüstü ekonomik kurullar toplanır, tüm ülke halkı ikna edilmeye çalışılırdı.

Türkiye gibi ülkelerin ekonomik başarısı yalnızca milli gelirdeki (GSMH)büyümeye bakılarak değerlendirmek yanlış olur.Dünyada ki en hızlı büyümeye örnek iki ülke olarak yakın zamanda Türkiye ve Çin diye gösterilmişti.Çin dış ticaret fazlası veriyor,biz ise dış ticaret açığı veriyoruz.Demek ki ülkemizde ki büyüme iç talepten kaynaklanmaktadır.Buda dış ticaret açığı,toplam borç artışı ve döviz ihtiyacı anlamına gelmektedir ki,Hükümet bu nedenle büyüme beklentisini revize ederek düşürmüştür.
Güngör Uras’ın 19/12/2011 tarihli Tablosunda da görüldüğü gibi;
Ekonomik politikaların başarısı,ülkede yaşayanların,yoksul ve desteğe muhtaç kesimlerinden başlamak üzere yaşam standartlarının artmasına yönelik dengeli ve demokratik bir kalkınma modeli ile olur .Aksine ülkemizde 1980 ve sonrasında ülkede siyasetçilerin yoksul evlere giderek makarna, erzak , kömür bırakıp çorbalarını içtiği yoksul aile sayısı hızla artmıştır,artmaya da devam edecektir.
IMF 44 ülkenin iştiraki ile birinci ve ikinci dünya savaşı sonrası oluşan krizde kurulmuştu,sonrasında dünyadaki ticareti sorunsuz devamı ile IMFnin işlerliği azaldı. 2012 yılına gelindiğinde 2012 Euro bölgesi kriz beklentisi ile 3. dünya savaşı konuşulmaya başlanması,İşte Tam bu süreçte IMF,Ocak 2012 tarihi itibari ile 385 milyar dolar kredi kapasitesini, ABD hazine bakanlığının IMF ye ek kaynak sağlama niyetimiz yok demesine rağmen,.başta Japonya,Çin,Hindistan,Brezilya,Rusya gibi ülkelerden yardım talep ederek,500 milyar dolar arttırarak, 885 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.
Ülkemize gelince Allahın izniyle IMF yi 2009 da kovduk.fakat ne hikmetse 1992-2004 yılları arasında IMF li yıllarda yıllık ortalama 3,3 milyar dolar cari açığımız,IMF siz 2009 da 14 milyar dolar ,2010 da 48 milyar dolar, 2011 de 80 milyar dolar açıklanması bekleniyor.Keşke IMF yi kovmasaydık. IMF yi kovma siyasi bir söylemdir.Bu söylemin altında siyasi ,ekonomik bağımsızlık özlemi yatar.IMF yi kovma siyasi söyleminin içeriğinde, IMF den borç almayıp, sıcak parayı ülkeye getirme, cari açığı arttırma,toplam borcu artırma, gibi unsurlar asla yoktur. Dünyadaki bu kriz ortamında paranın daha güvenli limanlar arayacak olması ihtimali ile Türkiye yakın zamanda IMF ile yeniden stand-by anlaşması yapabilir.Bu ihtimal nedeniyle Merkez bankası tüm uluslar arası piyasaya ve içi piyasaya güven aşılamaktadır.
Atatürk sonrası; Birileri bizleri fena halde yanıltmaya devam ediyor.
Atatürk ve kurduğu genç cumhuriyet 17 şubat – 4 mart 1923 te 1135 delegenin katılımı ile I.iktisat kongresini ( İzmir iktisat kongresini) topluyor ve Osmanlı imparatorluğunun duyuni ummiyeye borçlarını 1954 te kapatıyor.8 temmuz 1937 de sadabat paktını kuruyor.(Türkiye İran, ırak,Afganistan) Çin Atatürk’ün genç cumhuriyetinin karma ekonomik modelini örnek alıyor.
Atatürk sonrası bizler ise 01’ Ocak 1961 de IMF ile 55 milyon dolarlık stand- by anlaşması yaparak tutsaklımızı başlattık. Hazine müsteşarlığımızın 31 mayıs 2011 tarihi itibari ile 492,1 milyar TL toplam borcumuzu açıklaması ile tutsaklığımızın artarak devam ettiğini anlıyoruz.Ayrıca 1952 yılında eşzamanlı olarak Yunanistan la beraber NATO’ ya kabul ediliyoruz. Nato da da ABD,Danimarka,Fransa,Hollanda,İtalya,Yunanistan,v.s. devletler bulunmaktadır.Ayrıca komşu Yunanistan’a örnek alıp kazanmadan “vur patlasın çal oynasın” harcama yapıyoruz.
Yorum Yazın