İstanbul ‘un en önemli meydanı Taksim de bulunan Gezi Parkı ,yüz yıllık ağaçlara sahip büyük bir alan,başka bir anlatımla ağaçsız İstanbul’un akciğerlerinden bir tanesidir.
İşte bu Taksim alanının, yayalaştırma projesi ile başlayan tartışma esnasında ,18 05 2013 tarihli yazımdaki (Boyabat,Yön,Sinop Gündem,Toplumsal Ses,İstanbul Ses gazetelerinde yayınlandı.) Tablodan da görüldüğü üzere, Toplumun ATATÜRK ‘e olan hassasiyeti % 90’lar seviyesindedir.
2011 SEÇİMLERİNDE PARTİLERİN ALDIĞI OYLAR
ALINAN OY ATATÜRK’Ü SEVENLER
% %
AKP 49,9 45
CHP 25,9 26
MHP 12,9 13
BAĞZ 6,6 2
SP 1,3 1
DİĞER 3,4 3
TOPLAM 100 90
İşte bu hassasiyeti dikkate almadan; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisinin getirdiği içki yasaklarını savunurken “ İki tane ayyaşın yaptığı yasa sizin için muteber oluyor da, inancın ( Kuran’ın) emrettiği gerçek niçin reddediliyor ? “şeklindeki imalı ve sert söylemi toplumu germiştir. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik ; “ Tamamen sözün gelişi olarak söylenmiş bir sözdür. Ahmet’i Mehmet’i, şu veya bu şahsı, A veya B devlet adamını kastederek söylenmiş bir söz değildir. Sözün gelişi söylenmiştir.” Diyerek savunmasına rağmen, insanlar tatmin olmamıştır. E ne olacak ki diyen, bananeci ve hatta kendisini sarhoş olarak tanımlayan insanlar bile uyanmıştır.
Peki bu topçu kışlası nedir:
Taksim kışlası 1780 yılında 3. Selim zamanında Selimiye kışlasının Avrupa yakasındaki karşılığı gibi düşünülerek yapılmıştır.
31.Mart 1909 da İslam elden gidiyor, okullu ( mektepli ) subaylara ölüm diyerek, İngilizlerin, Derviş Vahdeti ve onun gazetesi Volkan’ın kışkırtmalarıyla İstanbul’u ele geçiren gerici hareketin son sığınma yeri bu topçu kışlasıydı.İşte bu kışla, Kurmay Başkanı, Mustafa Kemal’inde içinde bulunduğu, Selanik ten İstanbul’a getirilen hareket ordusu tarafından yerle bir edildi. 1923’te taksim stadına dönüştü. 1937’de de ATATÜRK tarafından yeşil alan haline dönüştürüldü. Halka açıldı.
İşte bu saatten sonra Taksim Gezi Parkında eylem yapan, her partiden eyleme katılan gençlerden oluşan eğitimli, özgür düşünen, düşüncesine, yaşam tarzına, karışılmasını istemeyen bu gençler, bu insanlar, bu saatten sonra, topçu kışlasına izin vermezler. Toplum maalesef bu olayla bölünmüş durumdadır. Bana göre çözümü oldukça zordur. Konuyu bu safhaya getirenler çözümü de getirmek zorundadırlar.
Bu yapılan protesto asla bir Vandalizm değildir, göstericiler bu boyuta getirmeye çalışabilecek kişilere karşı son derece uyanık olmalıdır. ( İzmir Karşıyaka da AKP ilçe binasının yakılması gibi) ( Vandalizm : Cehalet, bilgisizlik yada zevk için kamu veya sanat yapılarına karşı büyük zararlara yol açacak şekilde eylem yapmak, bu eylemleri kendi başına bir amaç durumuna getirme hadisesini sahiplenen topluluk protestolarıdır.)
Geldik IMF’ye, 1944 yılında kurulan İMF 1947 yılında fiilen çalışmaya başlamıştır. Bizim ile olan teması da 1 Ocak 1961 yılında 24 milyon dolarlık borç almamızla başlayan süreçteki tutsaklığımız (26 Ocak 2012 tarihli Boyabat,ve Yön gazetelerdeki IMF adlı yazıma bakabilirler ) 2013 yılı mayıs ayında mevcut iktidar sayesinde bitmiştir. Halkımız derin bir nefes alarak ülkemizin borçsuz, özgür yaşamına devam etmesine şahitlik edecek olmanın huzuru ile namaz kılacak, düğünlere gidecek, tuttuğu takımın maçlarını takip edecek, kısacası hayatına evli, mutlu, çocuklu ve borçsuz devam edecek.Ayrıca aynı IMF’ye de, 5 milyar dolar borç vereceğiz.Nereden nereye geldik .ALLAH bu hükümetten razı olsun.
Tabi biz bu arada İMF’ borcu kapatan iktidara, iktidara oy veren halkımıza şu soruları sormak durumundayız:
1- Ödenemeyecek borcu olan, fakat bankadan kredi alıp, 5 bin TL’lik hovardalık yapacak vatandaşı engelleyebilir miyiz? Tabii ki engelleyemeyiz, hovardamızın kendi tercihi.
2-Aslında IMF’yi 2009 da kovduk.Kovmadan önceki 1992-2004 yılları arasında ortalama 3.3 milyar dolar cari açık verirken, IMF’yi kovduğumuz 2009 yılında 14 milyar dolar, 2010 da 48 milyar dolar, 2011 de 77 milyar dolar, 2012 de 49 milyar dolar, 2013 de 67 milyar dolar cari açık bekleniyor. Bu cari açık artışını İMF’ kovduktan sonra çılgınlaşması bu boyutlara ulaşmasının nasıl bir izahı vardır ? (Popülist politika yapma özgürlüğü ile açıklayabilirmiyiz?)
3- 2002 de 130 milyar olan dış borç, 2012 de 337 milyar dolara yükselmişmidir ? Aradaki Fark 207 milyar dolarmıdır?
4- İMF’ ye ödenen rakam 22 milyar dolar olup bunun 10 milyar dolarını mevcut iktidar kullanmışmıdır?
5- Aylık ortalama 5 milyar dolar açık veren, yılda 60 milyar dolar ,10 yılda 600 milyar dolar açık veren bir ekonominin dünyada bir örneği varmıdır?
6- 2013 yılında ödenmesi gereken dış borç 151 milyar dolar mı ? Ayrıca öngörülen 67 milyar dolar cari açık eklendiğin de, 2013 yılın da 218 milyar dolara ihtiyaç var. Peki merkez bankası döviz rezervi ne kadar ? 124 milyar dolar. Ne etcez şimdi ?
İşte bu ekonomik tabloyu devam ettirebilmek için, Çamlıca’ya camii, Taksim’e camii, Taksime Topçu Kışlası, bölücü anayasa, Libya da NATO’ya lojistik destek, Suriye de muhaliflere lojistik destek, Afganistan da NATO’nun korumalığı, Irak da camii de Müslümanlar öldürülürken, kafanızı çevirip sadece Filistin deki Müslümanlarla ilgilenmek gibi icraatlarda bulunursunuz ki, öbür dünyada işiniz hayli zorlaşır.
Yorum Yazın