Milli gelir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal değeridir.Kişi başı milli gelir ise ülkenin TL ve Dolar olarak hesaplanan milli gelirinin yıl ortası nüfusa bölünmesi ile bulunur. 18 Ekim 2011 tarihli Resmi gazetenin mükerrer sayısındaki aşağıdaki iki tabloyu incelersek;
TABLO - I
CARİ FİYATLARLA KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR (GSYH)
YILLAR GSYH TL ABD DOLARI
( MİLYAR TL)
2002 350 5.310 3.492
2005 648 9.464 7.022
2008 950 13.370 10.438
2010 1.103 15.119 10.067
Artış % 215 % 184 % 188
Boyabat gazetesinde çıkan küresel kriz başlıklı yazıma yapılan yorumda kişi başına düşen milli gelirimizin 3.000 dolardan 10.000 dolara çıktığı ifade edilmektedir. Tablo 1 e baktığımızda yorumcu haklı, ayrıca mevcut hükümetin en üst düzey yetkili organları peş peşe açıklamalar yaparak sekiz yılda milli gelirin üçe katlanarak 10.000 dolara yükseldiğini “NEREDEN NEREYE GELDİK” diye övünerek ve hatta seçimlerde bu artışı sık sık gündeme getirerek ciddi oy kazanmışlardır..
Bu demektir ki 2002 yılında 1.000 TL maaş alan işçinin maaşı 3.000 TL oldu. Bir evi olan vatandaşın 2010 yılında üç evi oldu. 30 büyük baş hayvanı olan köylünün 90 büyükbaş hayvanı oldu. Ayakkabı satan esnafın üç tane ayakkabı dükkanı oldu. Yani T.C. vatandaşı herkes durumunu üç ile çarpmış oldu.”NERDEN NEREYE GELDİK.. Bizde bu geminin içindeyiz.. Bizde bu ülkede yaşıyoruz. O halde bırakın bizde övünelim. “ONE MINUTE ” Birde şu tablo II ye bakalım
TABLO - II
1998 SABİT YILLARLA MİLLİ GELİR ( GSYH)
YILLAR GSYH TL ABD DOLARI
( MİLYAR TL)
2002 72 1.099 4.225
2005 90 1.320 5.075
2008 101 1.434 5.514
2010 105 1.448 5.570
Artış % 45 % 31 % 31
Enflasyonlu fiyat ve döviz kuru yıllar itibariyle karşılaştırmalara imkan vermediği için her yılın cari fiyatla belirlenmiş TL ve Dolar rakamları 1998 yılı sabit fiyatına dönüştürülür. Enflasyondan ve dolar değerindeki şişmeden arındırılır. Bu şekilde elde edilen rakamlara “Sabit fiyatla TL ve dolar olarak milli gelir rakamı” denilir.
Enflasyondan,kur dalgalanmasından arındırılmış,sabit fiyatlarla hesaplanmış, son sekiz yıldaki milli gelir yüzde 45,kişi başına milli gelir TL olarak ve dolar olarak % 31 büyüdü.Gerçek büyüme budur.
Rakamlar yalan söylemez.Türkiye de kişi başına gelir % 31 oranında artmıştır.Doğrudur. Bu artış dahi halka yansımamış, 13 milyon 438 bin vatandaşın bankalara borcu var.Kredi kartı sahiplerinin sayısı ise 30 milyon 275 bin kişi, bunlardan 767 bin 57 kişi tüketici kredisini, 1 milyon 429 bin 587 kişi de kredi kartı borcunu ödeyemiyor ve bankalar tarafından takip altında. Bunlar eylül ayı itibariyle tespit edilen rakamlar.
B.D.D.K verilerine göre bankacılık sektörü kredi toplamı 30 eylül 2011 tarihi itibariyle 671,6 milyar TL (yaklaşık 365 milyar dolar) İşçi,köylü,esnaf, sanayici borçlanarak hamle yapıyor.Yani herkes borçlu.
Kişi başına Milli Gelir de ki % 31 lik artışın gözle görülememe, halka yansımama sebebi ise alış verişin semtlerdeki mağazalardan, AVM ler deki büyük mağaza zincirlerine gecmesi,.Alış verişin semt market ve bakkallarından 3.000 şubesi olduğu iddia edilen büyük marketlere gecmesi,.alış verişin semt nalburlarından büyük yapı marketlerine gecmesi,.Marangoz işlerinin bir kısmı büyük mobilya marketlerine geçti. Semt mütahitleri’ nin yerini büyük inşaat firmaları aldı. Alışveriş, çiçekçilerden çiçek.com lara geçti.Dolayısıyla gelir dağılımdaki bu adaletsiz ve hızlı değişimler kişi başına milli gelir artışının gözle görülememesinin sebepleridir.
Kişi başı milli gelirin sabit fiyatlarla % 31 oranında artması Türkiye ekonomisinin yine aynı oranda iyiye gittiği anlamına mı gelir ? diye herkes düşünebilir.Ben burada Türkiye’nin 24 Ocak 1980 kararları ile Pazar ekonomisine geçtiği tarihten bugüne, cari açık,toplam borç artışlarıyla kan kaybettiği inancındayım. Ve ayrıca son iki hükümet zamanındaki ekonomik uygulamaların Türkiye’deki üniversiteler tarafından tarafsız bir gözle incelenmesi ve tarihe not düşülmesi gerektiği kanaatindeyim.
Cari Açık Rakamları
Yıllar Cari Açık (Milyar $) Cari Açık /GSMH (%) Büyüme (%)
1992 -1.0 -0.6 6.4
1993 -6.4 -3.5 8.1
1994 2.6 2.0 -6.1
1995 -2.3 -1.4 8.0
1996 -2.4 -1.3 7.1
1997 -2.6 -1.4 8.3
1998 2.0 1.0 3.9
1999 -1.3 -0.7 -6.1
2000 -9.8 -4.9 6.3
2001 3.4 2.3 -9.5
2002 -1.5 -0.8 7.9
2003 -8.0 -3.4 5.9
2004 -15.6 -5.3 9.5
Kaynak: T.C. Hazine Müsteşarlığı
Yukarıdaki tablodaki rakamlara baktığımızda aşağı yukarı her sene cari açık verdiğimiz gibi 1994-1998- 2001 yıllarında cari fazla olduğu görülmektedir.Ayrıca tablodaki ortalama yıllık cari açık 3.3 milyar dolar iken 2009 yılında 14 milyar dolar,2010 yılında 48 milyar dolar olan cari açık, 2011 yılında 80 milyar dolar olması bekleniyor. Bu demektir ki cari açık rakamı son yıllarda abartılı şekilde artmıştır.
O halde hızlı bir şekilde Türkiye deki üniversitelerin öncülüğünde, T.C. Merkez bankasının kontrolünde TUSİAD, TOBB,ZİRAAT ODALARI ,MADEN TETKİK ARAMA, İŞCİ SENDİKALARI,BANKALAR, v.s. kuruluşlardan oluşacak MEK (MİLLİ EKONOMİK KURUL) oluşturulması gerekmektedir.ve bu kurul 5 yıllık ,10 yıllık, 20 yıllık ekonomik programlar yapmalı ve IMF ile ilişkiler sonlandırılmalıdır.
Yorum Yazın