Yazıma başlamadan önce İdlib’de şehadete yürüyen vatan evlatlarımıza yüce Allahtan rahmet diliyorum. Yaralı evlatlarımıza acil şifalar diliyorum. Ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve metanetler diliyorum.
Başın sağ olsun Türkiye’m.
İlk andan itibaren iki şeyin üzerinde durdum. Birincisi bu süreç siyaset üstü bir süreç olup yapılması gereken şeyin Devletimizin açıklamalarına güvenmek, itibar etmek, devletinin arkasında durmak ve milletine güvenmek.
İkincisi ise, velev ki eleştirilecek veya tartışılacak konu var diyelim, o gün bu gün değil. Bu gün bir olma, iri olma, diri olma ve topyekûn Türkiye olma, Türk milleti olma vaktidir.
Dini, dili, ırkı ve siyasi görüşü ne olursa olsun bütün iç meselelerimizi rafa kaldırıp vatana sahip çıkma vaktidir.
Bu gibi durumlarda kaos yaratmak,
Kaosa zemin hazırlamak,
Siyasi saikle hareket etmek,
Yalan yanlış haberler yaymak,
Ben demiştim gibi bağnaz söylemler ile kutuplaşmaya gitmek,
Ancak ve ancak düşmanın ekmeğine yağ sürer,
Birlik ve beraberliğimizi zedeler,
Kendi güvenlik güçlerimizin moral ve motivasyonunu bozduğu gibi düşmana da moral motivasyon verir.
Şundan eminim ki; iki yalın cümle ile izah etmeye çalıştığımız konu aslında tarih kitaplarında yer alıp oldukça da çok yer kaplayacaktır.
Yenidünya düzeni şimdi kuruluyor, bu çatırdamalar bence öncü depremlerdir.
Gelelim asıl konuya..
Bu kadar şey söylenmesine rağmen,
Ama, fakat lakin gibi cümleler ile içimizdeki hainler düşmana moral verirken kendi ülkesinin insanlarını veya güvenlik güçlerinin moral motivasyonunu bozuyor. Düşmanın cesaret edemediği şeyleri yazmaktan veya söylemekten geri durmuyorlar.
Sanki bu devletin bu milletin düşmanı kendileri gibi geliyor bana. Bu acılı günde yazmayalım diyoruz ama bıçağın şah damarımıza değdiğini hissettiğimiz anlar oluyor.
Hani diyorlar ya Suriye’de ne işimiz var,
Hani diyorlar ya bataklıkta ne işimiz var,
Hani diyorlar yaSuriye’ye girmesek her şey iyi olacaktı,
Şehitlerimiz olmayacaktı diye..
33 canımız toprağa düşmeyecekti diyorlar ya..
Hatta öyle asker sevici oldular ki şaşırdık,
Öyle vatan sevgileri varmış ki şaşırdık,
İşte bu yüzden, sözde bu vatan sevicilere iyi niyet ile birkaç şeyi hatırlatmak istiyorum.
Yıl 1993 Bingöl-Elazığ yolu, silahsız 33 Askerimiz,
Yıl 1993 Erzurum Yavi saldırısı yine 33 erimiz,
20 Haziran 1987 Mardin Ömerli 16’sı çocuk toplam 30 vatandaşımız,
26 Kasım 1989 Hakkâri Yüksekova da 21 vatandaşımız,
11 Haziran 1990 Şırnak Çevrim de 27 vatandaşımız,
1 Ekim 1992 Bitlis Ceviz dalında 30 vatandaşımız öldürüldü 25 yaralı,
25 Ekim 1993 Erzurum Çat da 35 vatandaşımız öldürüldü, 50 yaralı,
7 Ekim 2007 de Şırnak Gabarda 13 Askerimiz,
18 Ekim 2011 de Hakkari Çukurca’da 26 askerimiz şehit edildi 18 askerimiz yaralandı….
Bu yazdıklarım, hatırda kalan birkaç hain saldırıdan,
40 yılda nerede ise kırk bin can toprağa düştü,
Ekonomik veya sosyal boyutunu yazmıyorum bile..
Hani başlığı attım ya, İYİ DE diye..
Bu canlarımız nerede toprağa düştü?
İdlib de mi?
Tabiki hayır.
Bu vatan toprağının içinde şehadete yürüdü bu aslan parçaları.
Ne için?
Devletin ve bu aziz milletin bekası için.
Kimle savaştı dersiniz?
Tabi ki bu milletin Atalarından kuyruk acısı olan devletler ve milletler ile..
Başka,
Bu kuyruk acısı olanların yetiştirdiği, beslediği, himaye ettiği terör belası ile,
Ne yaptılar bize dersiniz?
İçimize girdiler,
Bizden olanları ayarttılar,
Bizi bizim ile evimizde,
Topraklarımızda vurdular,
Atalarımızın kanıyla sulanmış bu aziz topraklarda vurdular.
İyide, şimdi ne oldu dersiniz?
Ne değişti dersiniz?
Onuda söyleyeyim;
Artık evimizde, topraklarımızda savaşmıyoruz sadece,
Ya nerde savaşıyoruz?
Sınırlarımız dışında ve birçok cephede,
40 yıldır Suriye’de eğitilen, ırakta eğitilen teröristler,
Suriye’de gizlenen, Irak’ta gizlenen teröristler,
Suriye’den destek alan hainler kaynağında destekçileri ile beraber yok ediliyor.
Yani savaşıyoruz.
On bin km den ulusal güvenliğim diye ırak a, Suriye, Afganistan’a vb. yerlere çöken Amerika’ya, Avrupa’ya, Rusya’ya çıtı çıkmayanlar, 910 km. sınırımız olan, burnumuzun dibindeki Suriye’de, hem de terör üzerinden vatanımızın, milletimizin, devletimizin bekası ile oynanırken ne işimiz var diye ağzından salyalar akanlar, anlar mı bilemiyorum ama…
Sivrisineklerle beraber bataklığı kurutmaya çalışıyoruz. Terörü kaynağında yok etmeye çalışıyoruz.
Bunu okuyamayan var mı?
Yada işinize gelmiyor mu?
Başka?
Tamda can alıcı noktaya geldik,
Bu bizden gibi görünen ancak kafasının arkasından pislik akan sözde siyasetçi..
Sözde akademisyen,
Sözde sanatçı,
Sözde iş adamı,
Sözde gazeteci,
Sözde vatandaş,
Bu kadar vatan evladı kendi vatanında,
Kendi evinde,
Yani kendi bayrağının dalgalandığı topraklarda,
Bingöl’de, Erzurum’da hem de otuz üçer otuz üçer toprağa düşerken nerede idin?
O zaman neden bu kadar duyarlı değildiniz?
O zaman ile şimdinin farkı nedir?
O zaman vatanın bölünmezliği mevzubahis değildi de şimdimi mevzu başka?
Ama derseniz ki; terörü kaynağında yok etme kararlılığı canımı acıtıyor ve ben bunu açıkça söyleyemiyorum dersen o başka.
Acılarını siyasi saik ile maskelemeye çalışman ve sözde vatansever gibi görünüp bu milleti sırtından bıçaklama arzunu biz buradan görebiliyoruz.
Kafanın arkasından akan şerri görebiliyoruz,
Terör ve terörist seviciliğini görebiliyoruz,
İşte bu yüzden yazımı şöyle bitirmek istiyorum;
Bu toprakların üzerinde bin yıldır bedel ödeyerek ikame ettik.
Bu bedel sizin anlayacağınız dolar, avro, külçe altın cinsinden değil, can üzerinden ve kan üzerinden ödendi.
40 yıldır PKK vs. üzerinden ödeniyor, ondan önce başka şeyler ve isimler üzerinden ödendi,
Şimdi Libya’da, Irak’ta, Suriye’de vs. ödüyoruz.
Tıpkı Atalarımız gibi,
Atalarımızda Viyana’da..
Yunanistan’da,
Bulgaristan’da,
Libya’da,
Arabistan’da,
Yemen’de bedel ödedi..
Ödediler ki biz bu gün bu topraklarda yaşıyoruz.
Bu gün İdlib’de kardeşlerimiz,
Yarın bir başka yerde kendi çocuklarımız,
Başka zamanlarda torunlarımız şehadete yürüyecek,
Sırf bu topraklarda yaşamak,
Atalarının emanetine sahip çıkmak,
Millet olarak ilelebet var olmak için.
Şimdi günün önemini anlarız sanırım,
Şimdi neyin ne olduğunu biliriz sanırım,
Şimdi kim neyi ne için yapıyor anlar, kim samimi kim hain iki cümleden anlarız sanırım.
Tekrar tekrar şehitlerimizin kabri nur olsun..
Başın sağ olsun TÜRKİYEM.
Yorum Yazın