Lafı uzatmadan konuya gireceğim.
Ancak artık siyasi bir saikle değil bir vatandaş olarak bir Korgan lı olarak duygularımı ve görüşlerimi aktaracağım.
Malum olunduğu üzre son günlerin insan kaçakçılığı ve bu insanların terör bağlantılı olması iddiaları ve de bunların hepsinin bizim memleketimizde bizim güzel şehrimizde gerçekleşiyor olması her insanımızın olduğu gibi benimde yüreğimi sızlattığını söyleyebilirim.
Tabi ki bildiğimiz şeyler var ama bilgi kirliliği şüphesinin ortadan tam anlamı ile kalkması için soruşturmaların sonucunu beklemek hepimizin görevidir.
Ancak;
Bu noktaya durup dururken mi geldik?
Hiçbir belirti yok muydu?
Bu işin vebali kendi değimi ile ‘KELEK’ Bir başkanın işi miydi?
Ya da bir tek ‘KELEK’ sadece Korgan belediye başkanı mıydı?
Veya Korgan Belediyesindeki birkaç kişi midir sorumlular?
Bir adım ötesinde suçu üstlenip şebekenin beyin takımını korumaya alacak bir şapşal mıdır suçlu?
Tabi ki hayır..
Nedenini soracaksınız şimdi bana,
Bende anlatayım sizlere;
Şöyle gerilere gidelim bakalım,
Enver YILMAZ dönemine gidelim. Teşkilatların yeniden dizayn edildiği günlere, Ordu’nun Büyükşehir olduğu ve meclis üyeliklerine kadar.
Hatırlar Ordu kamuoyu, sancılı geçen o altı yılı. İl Başkanlığı ilçe başkanlıklarını kim dizayn etti. Aradan 15 Temmuz darbe girişimi geçmiş, tüm şer odakları deşifre olmuş, kirli pasaklı işler, kirli pasaklı ilişkiler, ihanetler, kavgalar…
Sonuç olarak birkaç kişi istifa ettirildi veya aforoz edildi.
Ta ki o zamanlar mücadelemiz sonuçsuz kaldığı için sustuk ve memleketi terk ettik, iyi de ettik ama gel gör orası memleketimizdir.
Demem o ki o zaman söylediğimi yıllar sonra tekrar söylemek ve hatırlatmak zorunda kaldım.
Neydi o ısrarla söylediğimiz şey,
Birkaç kişiyi aldınız ama o birkaç kişinin kurduğu düzen devam ediyor, onlar ölürler ama biat edecekleri kişiye ihanet etmezler, dolayısı ile bu yapıların tamamını değiştirin dedik, yarın öbür gün bu yapılar dere geçerken ihanet eder size dedik.
Bu uyarılara rağmen sevdiğimiz abilerimizi ikna edemedik, hatta bir ara acaba bu abilerde mi ihanet içinde diye düşündüğümüz olmuştur. Görevden aldığın ihanetle suçladığın adamın korumasıyla veya müdürleriyle ya da şefleri ile yol yürüyen, koynunda yılan besler dedik.
Aradan yıllar geçti, seçim geçti, kongreler geçti ama hainlerin dizayn ettiği teşkilatlar ve belediyeler hiç değişmedi.
Hep bir kandırmaca, hep bir çalım, hep bir samimiyetsizlik..
Gelelim Korgan geneline,
Adamlar! öyle kirli pasaklı işlere girdi ki,
Öyle yolsuzluklar yaptılar ki,
Öyle ahlaksız işler yaptılar ki,
Öyle kirli pasaklı işlere girdiler ki,
Tehdit, şantaj, FETÖ borsası,
Her anlamda ispatlı, delilli ve de bırakın inkarı gizleme gereği bile duymadılar.
Her hadisede suyun üstüne çıkmayı başardılar.
Onu da hatırlatayım;
Belediye yazı işlerindeki kolilerce ıslak imzalı evraklar 15 Temmuz gecesi çıkartılıp bir muhalefet partisinin temsilcisine nasıl verilmişti?
O ıslak imzalı belgelerden milyonların nasıl hortumlandığını görmedik mi?
Belediye iş makinalarının, çakıl ocağının ilçe başkanına nasıl peşkeş çekildiğini görmedik mi,
O belgelerden nasıl beton yol ihaleleri yapılmış görmedik mi?
Meydanlarda nasıl ayrımcılık konuşmalarının yapıldığını,
Fırsat eşitliğinin nasıl ayaklar altına alındığını,
Nasıl bir entrika ile işe adam alındığını, o adamında çöp kamyonunda nasıl can verdiğini görmedik mi?
Ve şimdi terör bağlantılı olduğu iddia edilen insanların nasıl oluyor da belediye eli ile yani bu bahsettiğimiz şebeke ile yurtdışına kaçırıldığı hiç kafanızda soru işareti bırakmıyor mu?
Ne diyorduk, Partiden ihraç edilmeden önce;
Evimiz yanıyor, yangın var,
Ak Parti içinde AKP zihniyeti diye bir tehlikeli grup var diyorduk değil mi?
Bunlardan biri gidiyorken yerine başka bir kripto geliyor dedik değil mi?
Bunlar, birbirlerini korumak için hepsi yerine aralarından birini harcıyorlar, suçu üstleniyorlar ki, yapı devam etsin istiyorlar dedik değil mi?
Yeni gelenlerde bu ekibi kolluyor diyorduk değil mi?
Cumhurbaşkanına kumpas parti içinden kuruluyor diyorduk değil mi?
Taş uzaktan gelmiyor diyorduk değil mi?
İşin ucu genel merkezde diyorduk değil mi?
Gelelim sonuca,
Ezcümle;
Şimdi kelek kim?
Bu işte, hırsıza arsıza yol veren,
Ödül veren ve hatta plaket veren AKP Ordu il başkanı Halit Tomakin’in hiç sorumluluğu yok mu?
Çok değer de verdiğim sayın OBB başkanının hiç sorumluluğu yok mu?
Korgan’ı özel çiftliği bellemiş FETÖ uzantısı vekillerin sorumluluğu yok mu?
Bu yapıları sütten çıkmış AK kaşık olarak sayın Cumhurbaşkanına takdim eden ve ellerini kaldırtanların hiç sorumluluğu yok mu?
Hırsızda olsa ben oy vereceğim çünkü ben oyumu belediye başkanına değil Cumhurbaşkanına oy veriyorum diyenlerin sorumluluğu yok mu?
İşte bu yüzden soruyorum; Korgan’da ki bu yapı bir gündemi ortaya çıktı, hiç destek almadı mı?
Sizce KELEK sadece belediye başkanımı?
Asıl KELEK kim?
Yine de baki olan benim şehrimdir, benim memleketimdir.
Umarım bir gün bu pislikler temizlenir de, bizde memleketimizin havasına suyuna hasret kalmayız.
Ne olursa olsun eninde sonunda iyilik ve güzellik galip gelecektir. Şehrimizin isminin kötü işler ile anılmasının önüne geçmek hepimizin boynunu borcudur.
Bunun siyaset ile alakası yoktur, çünkü şehrimizi sevmek ve korumak hepimizin görevidir.
Yorum Yazın