Yaklaşık iki yıldır dünya insanı korona virüs grubundan olan Covid 19 belası ile adeta ölüm kalım savaşı veriyor. Söz konusu virüs ocaklar söndürüyor, ailelerde büyük yıkıma sebebiyet veriyor. Anayı kızından, babayı oğlundan ayırıyor. Bu hastalığa yakalanmaya dur, ne eşin ne aşiyanın, ne akraban kalıyor.Hepsi senden fersah fersah uzaklaşmak için köşe bucak kaçıyor.
Eğitim online geçiyor, ibadethaneler kapatılıyor. AVM’ler kapatılarak iş merkezleri iflasın eşiğine geliyor. Yüzlerce, binlerce çalışan işsiz kalıyor, ekonomik çöküş ve salgın endişesi insanlığın üzerine bir karabasan gibi çöküyor. Komşuluk ilişkileri sıfır noktasına geliyor. Kişi en sevdiğinden yakınından uzak durmak zorunda kalıyor.
Tüm dünya adeta anormal bir döneme giriyor. Kimi şirketler batarken kimi şirketler servetine servet katıyor. Hayatın normal akışı, yerini bir dizi anormalliklere bırakıyor. İnsanlar normalleşmeyi çıra yakıp arayacak duruma geliyor. Evlerde hapsolan insanlar büyyyük bir travma yaşıyor. Asabilik depresif hareketler, insanlar arasında sevgi ve saygı bağlarını zedeliyor. Eşler arası boşanmalar doruk noktasına ulaşıyor. Bu olumsuzlukları say say bitmez. Eğer iyi bir gözlemci iseniz,dünyada olup bitenleri gözlemleme ve yorumlama yeteneğiniz varsa bunları görmemeniz mümkün değil.
Tüm bu olup bitenler Allah’ın bela ve musibeti mi? yoksa küresel güçlerin, şeytani güçlerin planı projesi mi? Bu yazımda fotoğrafın bütününe bakarak takip ettiğim bilim insanlarının yorumları ışığı altında bir yorum getireceğim. Her zaman eleştiriye açığım. Tek amacım insanlığın, insanca fıtratına uygun bir şekilde hayatını idame ettirmesidir. Bu noktada yıllarca öğretmenlik yaparak öğrencilerimi yetiştirmeye çalıştım. Doğru bildiklerimi, yanlışlıkları her zamanda ve zeminde usulüne uygun kırmadan dökmeden, ömrümün sonuna kadar dile getireceğim.
Ben her şeyin Allahın dilemesi ile olduğuna inanırım. Hiç bir yaprak Allahın dilemesi dışında sallanmaz. Buna külli irade denir. Bir de cüzi irade vardır. Bu da insan iradesidir. Allah cc İnsana iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı, günahı ve sevabı seçme özgürlüğü vermiştir. Aynı zamanda şeytana da kıyamete dek insanlığı saptırma noktasında süre vermiştir.
İşte ben bu COVİD 19 ve bir çok kirli işlerin şeytan ve şeytani güçlerin bir planı bir projesi olduğuna inanıyorum. Bu güçler kelimenin tam anlamı ile tanrıcılık oynuyorlar. İnsanlığı Allah’tan uzaklaştırıp kendilerine kul köle yapmaya çalışıyorlar. Her devrin bir Firavunu ve Musası var derler. Bu devrin Firavunu olan küresel güçler Firavunun ‘’Ben sizin rabbinizim’ dediği gibi tanrıcılık oynuyorlar.
Bu tanrıcılık oyununun entrüstümanı, tekniği, metodu, yöntemi farklılık arz ediyor.İnsanlığı öz benliğinden,fıtratından koparmak için her yolu deniyorlar. Bunlara ayrı ayrı değinecek olsak sizi sıkmış oluruz.Ben bu virüs etrafında dolaşarak konuyu biraz irdelemek istiyorum.
Bu COVİD 19 baştan sona bir proje. Virüsün ortaya çıkışı,PCR testi, ilaçlar,aşı hepsi bir güç tarafından organize ediliyor.Buna karşı duranları ya yok ediyorlar,ya iktidardan düşürüyorlar yada karalama politikaları ile bilimsellik adı altında kara çalıyorlar. Bunlar gücünü nereden alıyor,kimden alıyor.Korkak,ürkek güdülmeye müsait insanların çokluğundan. İnsanlık kendine gelse fıtratına dönse bunları tükürüğünde boğar. Ama insanları öyle hale getirdiler ki karşı koyacak mecalleri, iradeleri kalmadı.
Tohumu bozdular, toprağı kirlettiler, havayı solunamaz hale getirdiler. İnsanların bağışıklık sistemini çökerterek direncini kırdılar.Daha kullanım onayı almamış sıvılarla insanlığı aşı manyağına çevirmeye çalışıyorlar.Tüm bunları zihinlere korku salarak bilimsellik adı altında yapıyorlar. Nice Nobel ödüllü bilim adamı bu yol ve yöntemin yanlış olduğunu söylüyor ama dinleyen kim,duyan kim. Medya ellerinde ,ekonomi ellerinde, sağlık sektörü ellerine.
Dedim ya yukarıda kendilerine karşı çıkanları yok ediyorlar. Tramp deli dolu idi ama bunlara karşı idi. Seçimde okus pokus oyunu ile dijital oylarla devirdiler. Neymiş efendim doktorların %99’na karşı mı çıkılırmış. Getirsinler zıt görüşleri tartıştırsınlar.Tartıştıramazlar. Onların işi hakikatin önüne şal örterek, insanlığı teslim almak.
Gogledan sorguluyorum.2019 TÜİK verilerine göre Türkiye’de 450 bin civarında insan ölmüş. Ama 2020’nin sonuçları hala TÜİK verilerinde geçmiyor. Çünkü ölüm oranları öyle köpürtüldüğü kadar fazla değil. İlk zamanlar medyadan korona hastaları ile ilgili öyle haberler köpürtüldü ki, sanki sokaklar cesetlerle doldu. Milyonlarca belki milyar insan ölecekti. Neyse ki korkulan olmadı. Hastaların çoğu ya kronik hastalığından ya da aşırı ilaç aldığı için hayatını kaybetti. Ama hepsinin ölüm nedeni koronadan yazıldı. Vefat edenlerin yakınları bilir.Ölen insanlara otopsi yapılmamakta.
Kimse aşıya, ilaca tedaviye karşı değil. Karşı olduğumuz tıbbı,bilimi, şeytani emellerine ortak etmek. Bu bir insanlık suçudur. Bu kadar insanın kanına giren, hayatını yok eden kişi veya kişiler insanlık suçu işlemektedirler. Er yada ya geç, bu dünyada ya da öbür dünyada bunun hesabını verecekler.
İnsanlık bu beladan bu musibetten er ya da geç kurtulacak .Yani çaresiz değiliz. Çaresizseniz, çare sizsiniz. Yeter ki bu olup bitenlerin farkına varan insanlar bilinçlensin.Gerçekler kalabalıkların gittiği yol değildir. Kral çıplak diyebilmekte marifet. Galilenin dünyanın döndüğü gerçeğini haykırdığı gibi gerçekleri haykıracak insanlara ihtiyaç var.
Zaten umdukarını bulamadılar. Şeytan sağdan yanaşamazsa soldan yanaşamazsa önden ve arkadan yaklaşır. Şimdi bunlar insanlığın zaaflarını iyi tespit etmiş olcaklar ki açlık korkusu yayarak gıdalara ulaşım noktasında, küresel ısınma mavalları ile dünya ölçeğinde suni gıda sorunu oluşturarak insanlığı teslim almaya çalışacaklar.
Neymiş efendim inekler küresel ısınmayı tetikliyormuş. Haşa Allah cc yanlışlıkla inekleri yarattı.Yani inekleri var etmekle yanlış yaptı. Bundan sonra yapay et yiyeceğiz. Kurban bayramında hayvan kesemeyeceğiz. Bunlar komplo teorisi diyebilirsiniz. Bundan üç yıl beş yıl önce ; bir virüs çıkacak insanlığı teslim alacak deseler komplo teorisi derdik. Ama bir virüs adeta dünyayı teslim aldı.
Ben şeytan ve şeytani güçlerin Hz. Adem’den kıyamete kadar boş durmayacağını düşünüyorum. Sonuç itibarı ile de Allahtan başkasının galip gelemeyeceğini düşünüyorum. Bizim ise bu güçlere karşı mücadelede bu çorbada ne kadar tuzumuz var.
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın