Dünyanın gündemine oturan, dünya insanını esir alan korona virüs,zihinleri tutsak aldı.Dünyayı adeta bir ceza evine çevirdi.Bu Allah’ın bir gazabı mı,yoksa küresel güçlerin, şeytani güçlerin bir saldırısı mı? Bu virüs, her durumda dünya insanını tehdit eden bir hal aldı.Artık hayat çekilmez oldu.Mal, mülk;makam mevkii, para pul, servet ne varsa hepsi hak ile yeksan oldu.
Demek ki bu dünya boş..
Torunum Osmaniye’den bana nasihat çekiyor. Sakın dışarı çıkma, sana virüs bulaşır diyor. Dedim o virüsü ben bıçağımla keserim.Biraz inanacak gibi oldu ama inanmadı.Sahi karşımızda olsa bize saldırsa neler yapmayız ki, ona var gücümüzle saldınız, pusu kurarız hak ile yeksan ederiz.Ama olmuyor işte.Ne demiş Köroğlu delikli demir çıktı mertlik bozuldu.Korona geldi mertlik hepten yok oldu.
Sanki rüzgarın önünde yaprak misali bir o yana bir bu yana savruluyoruz. Evlere mi kapansak.Sosyal mesafeyi koruyalım.iki metre uzak duralım.Yok olmaz,taşıyıcı hapşırınca sekiz metreye kadar bulaşma olasılığı var.Evde sekiz metre mesafeyi nasıl koruyacağız.Duvarı yıkalım biraz öteleyelim, virüs bitinceye kadar orada dursun.Nasıl dursun ,ya ev yıkılırsa.
Medyadan ve sosyal medyadan öyle kirli bilgi akıyor ki, eğer sağduyulu bilim insanlarımız olmasa deli tavuğa döneceğiz. Belki de bizi virüs değil korku öldürecek. Bu yaşlı gezegen sanırım bu bela ve musibet kadar bir musibet görmedi. Tarihte böyle sekiz milyar insanın evlere tıkıldığı görülmüş mü? Belki çok çok ölümler yaşamış bu dünyada insanlar. Ancak bu kadar evlere hapsolmamış.
Bu yaşam tarzı insan fıtratına aykırı. Ölürsek de hür ölelim yani. Bu böyle gitmez.Birileri hedefine ulaşınca bu ev hapsi sona erecek.Bu benim ön görüm.Ben de tarihten ders alarak geleceği okuyorum. Allah cc bize akıl vermiş feraset vermiş.Ben geleceği böyle okuyorum.Bu yeni dünya düzenine,dijital dünya düzenine geçmek için bir prova.Eğer biz bu güçlere karşı koyma cesaretini göstermez,bu konuda bir gayret göstermezsek bu güçler bizi teslim alarak, kendilerine kul köle yapacaklar. İşte o zaman şeytan ve şeytanlaşmış insanlar zevkinden dört köşe olacaklar.
Ben bu virüsün laboratuarlarda üretilen bir virüs olduğunu düşünüyorum. Bu kanıya varmama neden olan bazı faktörler var. Sağ duyulu, imanı ile ilmini birleştiren bilim adamlarını izliyorum .Onlar, dijital dünya düzenini dayatmak için bu virüsün koz olarak kullanıldığı fikrini savunuyorlar.Bu dünya düzeninde eğitim uzaktan olacak. İbadet evlerde olacak. Yapay zeka, robotlar insan yerine geçecek. Ulus devletler ortadan kalkacak. İyilik, güzellik namına bir şey kalmayacak. herkese biometrik çip takılacak. Kiramen katibin (yazıcı) melekleri gibi bu çiplerle insanlar kontrol edilecek. Ben bu çipi taktırmam diyemeyeceksin.Taktırmazsan ya koronadan ya da sars,mers gibi virüslerden hayatından olacaksın.
Hele de yaşamayı seviyorsan, maddeci, mataryalist,ateistsen dünden razı olursun.Bir defa ipin ucunu bu puştlara,şeytanlara ,şeytanlaşmış mahluklara kaptırırsan insanlık namına ne varsa her şeyini terk ettirirler.Eğer bunlar muvaffak olurlarsa ahseni takvim (Yaradılmışların en üstünü) olan insan,esfelesafilin (aşağıların aşağısı) konumuna düşecek. Yani hayvandan da aşağı olacak. Bildiğim kadarı ile bir dişi kurt sadece bir erkek kurt ile birleşiyormuş. Hayvan değil mi?.Dinen bir sorumluluğu yok.Ama bu dijital çağın aşağılık insanı,hem cinsi ile evlenecek.Buluğ çağlarında kız mı erkek mi olduğuna kendisi karar verecek.Bunlar olmaz demeyin.Adım adım bu noktaya doğru ilerliyorlar.Bu virüsün aşısını bulacaklar.Ancak bu biometrik çipi taktırana verecekler.ölümü gösterip çipe razı edecekler.
Bunlar tarihte olmuş mu?.Benzeri var.Mazdekizm. Ahlak diye bir şey tanımayan bir anlayış. Aile müessesini,aileyi ortadan kaldıran sapık bir düşünce. Kadını toplumun ortak malı olarak gören evliliği ortadan kaldıran sapık bir sistem. Ve yine Firavun ‘’ben sizin rabbinizim ‘’ diyor. Sihirbazların ellerini ayaklarını kestiriyor.Kızıl denizde Musa AS ve kavmini sıkıştırıyor. Ama sonuç vahim.Kızıl denizde gulu gulu dansı yapıyor.Musa AS ve kavmi ise Kızıl denizi yararak kurtuluyor. Bu Allah cc inanlara bir yardımı. Bakınız bunlarda kızıl denizde Firavun’un boğulduğu gibi boğulacaklar. Ama bu sefer sanki yapabildiklerinin en alasını yapacaklar. Ama son noktayı Allah cc koyacak. Ne bileyim o zaman kıyamet kopmuş olacak. Allah cc seslenecek; Hel mingalibin gayrullah ’’Allah’tan başka galip var mı?’’ Çıt yok. Nerede firavunlar, firavunlaşmışlar,Rockefeller,Rothschler,fetolar,fettoşlar.
Dostlar ne yapmalı. Müslüman ümit var olmalı.Müslüman’ın kaybedecek bir şeyi yok. O gerçek bir imana sahip olur, salih amel işlerse kaybedecek bir şeyi yok. Ölse de kazanır yaşasa da.Öyleyse ölümü öldüreceğiz.Korkuya teslim olmayacağız. Bu küresel güçlere ulus devletler direniyor.Bu konuda Hıristiyan Yahudi Müslüman fark etmiyor.Devletimiz özellikle hükümetimiz, hükümetimizin başındaki Cumhurbaşkanımız direniyor.Süreci iyi idare ediyorlar. Bu köşemde Cumhurbaşkanımızı çok eleştirdim. Belki maksadını aştı.Ama bir bela ile karşılaştım, yaptığımın yanlış olduğunu gördüm.Benim de haber kaynaklarım var.Bu bir hak batıl mücadelesidir. Düşmanın silahı ile silahlanın buyuruyor peygamberimiz.Bu virüsten korkarak teslim olmayacağız. Donkişotluk yapmayacağız. Bu virüse karşı aşımızı yerli ve milli olarak geliştireceğiz.Bu konuda çalışmaların olduğunu düşünüyorum.Bağışıklık sistemimizi güçlendirici gıdaları yiyeceğiz. Açlık yapacağız.Hacamat ve sülük tedavileri yaptıracağız. Bu konuda Aidin SALİH hanımın GERÇEK TIB adlı kitabından yararlanabilirsiniz. Evlerimizden çıkılmayacaksa çıkmayacağız. Peygamberimizin bir yerde veba görürseniz oraya yaklaşmayın hadisini rehber edineceğiz. Bu bela ve musibetten dersler çıkararak kendimize çeki düzen vereceğiz.
Bu bir imtihandır. Zaten hayatımız imtihan değil mi. Her şeyden önce kendimizi hesaba çekeceğiz. Ama bakıyorum bir çoğu kendini hesaba çekmiyor,bir yerlere laf çakıyor. Sosyal medyadaki asparagas haberlere itibar etmemek gerekir. Sosyal medyada sansür uygulanamıyor. Buralardan alabildiğine tahrip edici, yıkıcı paylaşımlar yapılıyor.Fırsatçılar, terör örgütleri,özellikle PKK ve FETO yurt dışından yaptığı yayınlarla salyalarını kusuyorlar. Bunlar gezi olayında,17-25 aralıkta,15 Temmuzda başarılı olamadılar, inşallah bu seferde başarılı olamayacaklar.
Bu günkü modern tıbbı sorgulamalıyız. Gıdalar ve sağlık alanında insanlığa ihanet ettiler. Bu kirli emellerine bilimi alet ettiler. Satın aldıkları sözde bilim adamları ile bize zehir yedirdiler. Yedirerek kazandılar, hasta ettiler ondan sonra da tedavi ediyoruz diye kazandılar. Batı tıbbını terk edrek, İslam tıbbını,Tıbbı Nebeviyi yeniden hayatımızın merkezine oturtmalıyız. Allahın koyduğu nizama müdahale etmeyelim. Bakara suresi 204. Ayette ‘’Onlar tohumu ve nesli bozarlar’ buyruluyor. Erhan Ünal diye bir bilim adamının ‘TOPRAK BİTERKEN’’ adlı kitabını okudum. Orada küresel güçlerin, toprağı, suyu, tohumu nasıl ele geçirdiğini ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuş.Tohumun genetiği ile oynayan küresel güçler bize zehir yediriyorlar.
Eğer tohumu,gıdaları Allahın yarattığı aslına döndürürsek hastalıklardan kurtuluruz. Bu zararlı, katkılı, genleri ile oynan gıdalar bağışıklık sistemimizi öldürüyor. Hastalıkların bir çoğu bu sebepten ortaya çıkıyor.Bilimi bu güçlerin elinden alıp hürleştirmeliyiz. Kendini bu güçlere satmayan bilim adamları yetiştirmeliyiz. Bilimle imanı birleştirmeliyiz. Allahın kullarına bahşettiği bilimi elde edince bilim dinini dayatarak ilahlık taslayan bilim insanına kulak vermemeliyiz. Bu güruhun dünyanın başına nasıl bela olduğunu tüm dünya şaşkınlıkla izliyor.
Kalın sağlıcakla
NOT;Takip etmenizi önerebileceğim şahsiyetler.
Aidin SALİH; Alternatif tıbbın Türkiye’de mimarı,Aslen Ukraynalı,Doktor,biyolog
Abdullah ÇİFÇİ; Stratejist
Yavuz DİZDAR ;Doktor
Erhan ÜNAL; Doçent, Toprak biterken kitabının yazarı. Geçen yıl vefat etti. You tube den ulaşabilirsiniz.
Ahmet MARANKİN; Biyolog
Mehmet ali BULUT; Araştırmacı yazar
Rasim KÜÇÜKUSTA; Doktor
Canan KARATAY; Doktor
Kemal ÖZER; Araştırmacı yazar
Sabri KAYA; Kimyager
Ramazan KURTOĞLU; Ekonomist
Yorum Yazın