Adım adım 14 mayıs 2023 seçimlerine yaklaşıyoruz. Yüz küsur partinin olduğu ülkemizde tek başına bir partinin 50+1 i yakalaması mümkün değil. Bu yüzden ittifaklar kuruluyor.Millet ittifakına cümbüş ittifakı diyen sayın Erdoğan, bir baktık ki altı partinin bileşeni olan Cumhur ittifakını kurdu.

                             Bu ittifaklar koalisyon demektir. Parlamenter sistemde koalisyon seçimden sonra kurulurdu.Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise koalisyon seçimden önce kurulmak zorunda.Eğer koalisyonsuz tek başına 50+1’ i yakalayacağınıza aklınız kesiyorsa tek başınıza girersiniz seçime.Şu anda tek başına bu cesareti gösterebilecek parti çıkmadı. Çıkacak gibi de görünmüyor.

                         Bu seçimde ülkemizde bir değişim olması gerektiğini düşünüyorum. Bir önceki yazımda buna değinmiştim.Bu değişimin adresinin de millet ittifakı olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanı adayı olarak da Millet ittifakının adayı sayın Kılıçdaroğlu’na oy vermeyi düşünüyorum. Bu kararım başlığımla çelişiyor gibi gelebilir.

                      Bunu biraz açayım.Bu seçimde Kılıçdaroğluna vereceğim.Beş yıl sonraki seçimde ömrümüz olursa Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğim.Defaatle de yazılarımda belirttiğim gibi AK Partiye dolayısı ile Erdoğan’a yıllarca oy verdim.

                   Yalnız burada millet ittifakına eleştirim olacak. Bu eleştirim yapıcı bir eleştiri olacak.Ben Sayın Erdoğan’a güvenmiyorum. Bu noktaya da kolay gelmedim. Mahalle baskısı ile karşı karşıyayım. İlahiyatçı kimliğim var. Çevrem AK Partili. Ailemde,çevremde çok AK Partili var. Hararetli tartışmalar, kırgınlıklar yaşıyoruz. Yukarıda da izah ettiğim gibi siyasilerin, özellikle de Sayın ERDOĞAN’ ın siyasi üslubu bu kırgınlıklara davetiye çıkarıyor.

                   Değişimden yana olduğumu söylemiştim.Bu değişim,sağcısı solcusu için gerekli.CHP lisi,MHPlisi için gerekli.İYİ Partilisi,HDP lisi için gerekli.Tamam millet ittifakı partilerini anladık ta,Cumhur ittifakı partilerini niye zikrettin diyebilirsiniz.Bunu özellikle vurguluyorum.Değişim özellikle MHP ve AK Partililer için gerekli.Çünkü Sayın Erdoğan, kullanım tarihi bitince herkesi atıyor.

                           Sayın Erdoğan, Siyasette zirveye ulaşmış .Siyaseten gelinmesi gereken en üst makama gelmiş.Bu yolculukta önündeki ayrık otlarını temizlemiş, arzuladığı iktidarını oluşturmuş. Ancak yol arkadaşlarını kullanım tarihi bitince trenden atmıştır.Merak edenler daha önceki yazılarımda bunu görür.Tekrar tekrar burada yazacak değilim. Şimdilerde yeni yeni yol arkadaşları edinmekte. Doğu Perinçek, Devlet Bahçeli,Fatih Erbakan bunlardan bazıları.Şimdi bir de DSP çıktı.Sahi bu Sayın Ecevit’in partisi değil miydi. Bilge Başkan Temel KARAMOLLAOĞLU’na papaz diyen AK troller, nutkunuzu mu yuttunuz. Konuşsanıza.Ben Saadet partisini eleştiriyorum.Siz de AK Partiyi ve liderini eleştirsenize. Ama eleştiremezsiniz.

                       Merve Kavakçı’yı meclisten çıkartan Eceviti’n partisi ile nasıl ortaklık kurdunuz. Baş örtüsü sizin kırmızı çizginiz değil mi Sayın ERDOĞAN. Merve Kavakçı olayı fazilet partisini kapattırmak için bir proje. Merve Kavakçı’ya mecliste eşlik eden Nazlı Ilıcak kim. FETÖ cü. Merve Kavakçı’nın babası kim FETÖcü. Akit gazetesinde yayınlandı.Merve Kavakçı’nın babası,Yusuf Ziya Kavakçı diyor ki; Fetullah Hoca özür dilesin faaliyetlerine devam etsin.Şimdi rakiplerine FETÖ, PKK çamuru atıyorlar.Benim yakınlarım da başörtü yasağını Erdoğan kaldırdı diye övünüyorlar. Sayın Erdoğan niçin 2002 de baş örtülü aday koymadı. Partim kapatılmasın diye.

      Acaba Kavakçı olayında,Erdoğan’ın ve cezaevinde ziyaretine gelen ABD li dostlarının bir dahli oldu mu. Amaç FAZİLET partisini kapattırıp Erbakan hocayı zora mı sokmaktı.Bunu en iyi saadetli dostlar bilir.

                    Sayın Erdoğan bu ülkede tek adamlığını ilan etmiştir.Bunu gerçekleştirirken de yolundaki ayrık otlarını bir bir temizlemiştir.Erbakan Hocadan yolunu ayırmış.Yenilikçi kanat oluşturarak genç bir kadro kurmuştur.Bu kadroyu üç dönem kuralı veya başka nedenlerle tasfiye etmiştir. Her birine de bir kulp uydurarak halkın gözünden düşürmeye çalışmakta.

                     Ben bu ülkede nasıl bir sistem olduğunu kestiremiyorum.Eğer demokrasi varsa bu iktidar gitmeli.ABD de başkanlık sistemi var. Bir kişi en az iki defa seçiliyor. Ama sayın ERDOĞA’ ın bu altıncı seçimi. Üç dönem milletvekilliği, iki dönem cumhurbaşkanlığı. Şimdi de tekrar aday.

                      Yukarıda dedim ya muhalefeti eleştireceğim.Şimdi acımasızca eleştireceğim.Eğer şayet sayın Erdoğan kadar bu seçime asılmayacaksanız,taşın altına elinizi değil yüreğinizi,canınızı koyamayacaksanız bu seçime girmeyin.Bu halk çok mu çok bu iktidardan usandı.halk kararlı.Bir çıkış yolu arıyor. AK Partinin ve Sayın Erdoğan’ın tüm seçim taktiklerini  iyi araştırın.Ona göre oyun kurun. Sayın Kııçdaroğlu’nu seçimden sonra ayrıca eleştireceğim.Tabi bu şarta bağlı.Şimdilik kafaları karıştırmamak için bu eleştirimi yapmıyorum.

                     Niye muhalefeti eleştiriyorum. Her defasında seçim kaybedilmez.Baktınız ki sürekli kaybediyorsunuz.Bırakın siyaseti bu halk görsün anayı Konyayı.Eğer muhalefet olmasa EYT liler rüyalarında görürdü emekliliği.Emekliler bayram ikramiyelerini biraz zor alırlardı.En düşük emekli aylığı 7500 tl oldu ise muhalefet sayesinde oldu.Ek gösterge 3600 muhalefet sayesinde oldu.

                      İktidar her ülkede vardır.Aslolan muhalefet.Eğer bu seçim muhalefet tarafından alınamazsa olacaklar belli.Ağzını açan silivriye tıkılacak.

                       Millet ittifakı bileşenleri canla başla çalışıyorlar.Yerel seçimlerde, özellikle İstanbul’da bunu ispatladılar.Bunu gören Sayın Erdoğan dersine iyi çalışıyor. Sayın Erdoğan rakiplerini elimine etmeyi, saf dışı bırakmayı iyi biliyor.Bunu ya korkutarak yapıyor.ya yargıyı kullanarak yapıyor.Ya da sosyal medyadan kara çalarak yapıyor.Erdoğan’ın kırmızı çizgisi iktidar.O na talip olursanız yandınız.Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu sanırım uykularını kaçırıyor.Bu yüzden yargıda bunları belli ölçüde halletti.Sayın Kılıçdaroğlu da iyi idi.Eğer rakip kolay biri ise baş tacı.Yüzde otuzluk Muharrem İnce baş tacı.

        Böyle bir rakip siyaset tarihinde hiçbir faniye nasip olmamıştır. Sayın Erdoğan bunu rahmetli Baykal’ın cenazesinde ispatladı. Diğer rakipleri ile el sıkışmadı. Sadece gördüğüm kadarı ile Muharrem İnce ile el sıkıştı.Şimdilerde Muharrem İnceyi AK troller el üstünde tutuyor.Ekrem İmamoğlu’nun üzerinde mahkemeleri demoklesin kılıcı gibi tutuyor.Aslında Kılıçdaroğlu da iyi idi.Rakip olarak onu görmek istiyorlardı.Ancak altılı masa bu oyunu bozdu.Anketler sayın Erdoğan’ın uykusunu kaçırıyor sanırım.Yeni yeni taktikler geliştiriyorlar .

                     Ama bu iktidara sesleniyorum. Siz işinize geldiği zaman kader diyorsunuz.Evet ben kadere sapına kadar inanıyorum.Çürük binalara imar affı vermeniz de bir kader.Allah cc ezeli ilmi ile yapacağınız yanlışı bildiği için bunu kader olarak yazdı.Ancak bu sizi sorumluluktan kurtarmayacak.Mahkeme-i kübrada suçlu bulunursanız bunun hesabını vereceksiniz.Bir ilahiyatçı olarak bu benim alanım.Bu konuda söylenecek çok şey var.Fakat yazımızın hacmi buna müsait değil.

                        Eğer millet ittifakı adayı Kılıçdaroğlu kazanırsa bu da kader.Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da kazanması da bir kader.Onlara oy veren mi, yoksa bu iktidar mı sorumlu o da mahkeme-i kübrada çözülür.O mahkemeye hiçbir imtiyazlı müdahale edemez.

                      Bu Kavakçı ailesine kafam takılıyor. Sayın Demirel zamanında da çok iltifat görmüş.Sayın Merve Kavakçı meclisten atıldı diye mağdur oldu mu oldu. Anadoluda binlerce imam hatipli kızlar mağdur edildi.Noldu.Şahsen benim kızlarım da mağdur edildi.Çocuğumu katsayı mağduru olduğu için Kıbrıs’a özel okula götürdüm.Özel okul parasını denkleştirmek için 6 ay izin aldım Japonya’ya gittim.İş bulamadım.Nimetullah Hoca beni Pakistanlılara hoca olarak bıraktı.Orada karnımı doyurdum.Yol parasını çıkardık.Üç ay sonra japonya’dan dönmek zorunda kaldım.Baş örtüsü sorunu Kıbrıs’ta da çıktı.Çocuğum başörtüsü nedeni ile star gazetesine kapak oldu.Şimdi Merve Kavakçı başörtüsü mağduru diye yedi sülalesi saray tarafından ödüllendiriliyor.Bu bir araştırma konusu.

            Sayın Erdoğan’a, sürekli şiirlerini okuduğu Üstad Necip Fazıl’ın şiiri ile sesleniyorum:

’’Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul,

bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa.

                 Sizin imam hatipli çocuklarınızın her biri ABD üniversitelerinde okudu.Ravza Kavakçı’ya İstanbul belediyesinden milyon milyon burslar verildi. Tam da Necip Fazılın dizelerinde anlatmaya çalıştığı durum.Bu vurgunu ortaya çıkardığı için Ekrem İmamoğlunu tebrik ediyorum.

               Sayın Erdoğan, İstanbul İl başkanı iken maaş alarak geçiminizi temin ettiğiniz bir dönemden, şu anda yedi sülalenizi abad ettiğiniz döneme nasıl geldiniz.Bunda  insanlığın kurtuluşu için indirilen islamı siyasi ikbaliniz için kullandınız mı?

                 Şimdilerde ekranlardan aşife ettiğiz seccade bu talanın üzerine bir şal örtme maksadını mı taşıyor.Eğer iktidar değşirse milyon dolarlar mı gitmiş milyar dolarlar mı?.Bekleyip göreceğiz.

       Bu davanın ölümüne savunucularına,mavi marmarada şehit olmak mı düşüyor.15 temmuzda şehit olmak mı düşüyor? Tabi ki bu şehitlerimizin kanı kaç paraya satıldı bilmiyoruz.Kader birilerine hep nimet birilerine külfet olarak mı yazılıyor.Bunun bu dünyada ve öbür dünyada hesabı olmayacak mı?

               Ben bunların derdinin baş örtüsü,seccade,,olduğunu düşünmüyorum.Yıllarca bunları istismar ettiklerini, bununla iktidarlarını koruduklarını düşünüyorum.

               Bu ülkenin insanı bir yol ayrımında. Bu ucube tek adam devri devam etsin mi? etmesin mi.Yoksa bu hak batıl savaşı değil.Bu hilalle haçın savaşı değil.Millet ittifakında ülkenin tüm mozaiği var.Ülkücüler var,milli görüşçüler var,sağcı var ,solcu var.Millet ittifakı kronometreyi sıfırlayacak.Siyaset yeniden karılacak.

             Bunu bu halk el birliği ile başarabilecek mi? Bekleyip göreceğiz.

             Allah’a emanet olun.