Bu köşe yazımda mümkün olduğu ölçüde objektif bir bakış sergileyeceğim. Olaylara tarafsız gözle bakmaya çalışacağım. Elbette bir tarafım var. Her zaman da olmuştur. Bundan sonrada olacaktır. Düşüncelerimi eğip bükmeden doğrudan söylerim. Karnından konuşan, içi başka dışı başka biri olmaktan uzak durmaya gayret gösteririm.
Siyasi yelpazedeki duruşları, olup bitenleri, olması gerekenleri biraz irdelemek istiyorum.Bildiğim kadarı ile 80 küsur parti var.Halen de yeni yeni parti kurma çalışmaları devam ediyor.Bu süreç ,bu ülke var olduğu sürece devam edecek.
Bu sürece iktidar ve cumhur ittifakı açısından bakarsan farklı bir sonuca gidersin, muhalefet ve millet ittifakı açısından bakarsan daha başka bir sonuca gidersin. Herkesin kendini haklı çıkaracak doneleri var. Bu topluma söyleyecek sözü var. Her iki taraf veya çok taraf, kendi politikasını doğru buluyor.Bundan tabii bir şey yok.Bu da demokrasinin güzellikleri. Zaten farklılıklar bir zenginliktir. Her zaman söylüyorum iktidar her ülkede vardır.Yönetimsiz, iktidarsız bir ülke yoktur. Aslolan muhalefettir. Muhalefeti yok etmek veya bu yolda gayret göstermek doğru bir davranış değil.
Ben bu yazımda iktidarı eleştireceğim. Zaten bir süredir iktidarı eleştiriyorum. Yerel seçimlerde de iktidara oy vermedim. Ancak yanlış bulduğum,gördüğüm hususları muhalefet de olsa eleştireceğim. Hatta oy verdiğim partinin de yanlışlarını dile getireceğim.Ben inanıyorum ve iman ediyorum ki tek yanılmayan, yanlışa düşmeyen Allah c.c. dır. Bunun dışında peygamber de olsa yanlışa düşer.Peygamberimiz abese suresinde yanlışa düştüğü için uyarılmış.Yunus peygamber de Allah’ c.c. dan bir ceza olmak üzere balığın karnına atılmıştır.
İktidarın yanlışlarını özetleyecek olursak; Yerel seçimlerde muhalefeti illet ve zillet ittifakı olarak tanımladılar, muhalefetin haklı eleştirilerine kulak tıkadılar. Bu tutmadı.Büyük metropollerde belediyeler muhalefetin eline geçti.Hele hele İstanbul seçimlerinin yenilenmesi bir garabetti. Belki de iktidar içine yuvalanmış kriptolar Reisi bu konuda yanılttılar.Seçim sandıkta biter.Kriptolar sandıklara sahip çıkmamışlar, ıslak imzaları iyi organize etmemişler,sonra çıkıp”hiçbir şey olmadıysa bile bir şey oldu” diyerek alay konusu haline gelmişler. 23 haziranda ise halk bu iktidarın kulağını iyi çekmiştir.
İktidarın yanlışlarından biri de bu FETÖ’cüleri devletin birimlerine yerleştirmesi. Bu konuda küresel güçlerin bir oyunu olduğunu düşünüyorum. Bu güçler laikçi Kemalistleri, muhafazakarların üzerine salmışlar, 28 şubat gibi bir zulüm ortaya çıkmış. Bu iktidar belki burada yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş, FETÖ nün ve onun hamisi ABD’nin kucağına itilmiştir. Bu konuda iktidar ve muhalefetin yanlışı ve sorumluluğu var. Bu konudaki görüşlerimi tam dile getirsem bir kitap olur.
Hep söylüyorum siyasi partiler birbirinin rakibidir. Ülkeye hizmet noktasında projelerini yarıştırırlar. Halk da hangi projeyi benimserse o partiye oy verir. Bu olması gereken. Ancak sahada bu böyle olmuyor. Milliyetçi ve muhafazakar kesim karşı tarafı hainlikle, illet ve zillet ittifakı üzerinden vuruyor. Vatan, millet, ezan, bayrak gibi kutsalları ön plana çıkarıyor. Evet ezanımıza,bayrağımıza,vatanımıza laf söyletmeyiz.Bunları samimi şekilde savunanları da destekleriz.Ancak bunların siyasi istismar konusu yapılmasını doğru bulmayız.
Muhalefet ise iktidarı hiç doğru yapmıyormuş gibi, her yapılanı eleştirmekte, seküler kesimin oylarına çöreklenmeye çalışmakta. KHK mağdurları edebiyatı ile iktidarı yıpratmaya çalışmakta.
Bu ara KHK. TV’yi izliyorum. Bu FETÖ firarilerinin yurt dışından kalleşçe eblehçe yayınlarını takip ediyorum. Beyni yıkanmış müritlerine öyle moral aşılıyorlar ki, sanırsın muhalefet Tayyip ERDOĞAN’ı iktidardan indirecek, devletin tüm kurumlarını bunlara teslim edecek. Bunlar bir dönem AK parti iktidarında devletin tüm kurumlarına sızmışlardı. Zaten 40 yıl çalışmışlar.Şimdi AK Partililer daha önceki dönemlerde devlete sızdığını, CHP’li Kasım KÜLEK’in bu örgütün elebaşısına ön verdiğini iddia ediyorlar.Bu doğrudur ama AK Parti döneminde devletin kılcallarına sızmada zirve yaptılar.Ancak FETÖ cülerin gördüğü göreceği bu. İfşa oldunuz. Apo gibi, Üsame bin Ladin gibi, İşid lideri gibi sözde lideriniz ABD tarafından tarihin çöplüğüne atılacak. Çünkü kullanım tarihi bitti.
Bu konuda iktidara ve muhalefete eleştiri getireceğim. Kendimce yapılması gerekenleri dile getireceğim. Bu konuda iktidar ve muhalefet gerekli dersi almalı. Bunların üç buçuk oyuna göz dikip hamiliğini yapmamalı.KHK mağdurları.Ne demek KHK mağdurları.Neredeyse bunların hepsi suçsuz olduklarını söylüyor.Bu iktidar tarafından haksızlığa uğratıldıklarını, öğretmen, asker, yargıç olarak görev yaparken meslekten çıkarıldıklarını, şimdi çocuklarının yüzüne bakamadıklarını, pazarcılık yaptıklarını dile getiriyorlar.Ama kendilerini aldatan FETÖ lideri, Fetullah Gülene laf etmiyorlar. Geldikleri makama bu örgütün soruları çalıp vermeleri sonucu ulaştıklarını söylemiyorlar.Siz hangi öğretmenin,askerin,hangi hakimin savcının,hangi sağlıkçının hakkını gasp ederek geldiniz. Hakkını gasp ettiğiniz insanlar şimdi çocuklarının yüzüne nasıl bakıyor hiç düşündünüz mü? Bu ülkenin Genelkurmay başkanını iki yıl cezaevine tıktınız. Siz asker değilsiniz, hâkim savcı değilsiniz, öğretmen değilsiniz. Siz halkına 15 Temmuzda kurşun yağdıran, silah sıkan bir katilsiniz. Siz savcı ve hâkim değilsiniz. Siz pensilvanyanın talimatı ile karar veren bir zalimsiniz. Batsın sizin adaletiniz.
Gerçekten ben bunlara acıyorum. Hasan Sabbah’ın fedaileri gibi kendilerini kaleden atacak kadar gözleri dönmüş. Sözde liderlerine bağlılar. Bunların yüzde doksan beşi davasından vaz geçmiş değiller. Bu olay bu ülkenin içinden çok zor çıkacağı bir sorun. Bu ülkede,cezaevinde,dışarıda,meslekten men edilenlerde,hala devletin tüm kılcallarında bu örgüt mensupları var.
Muhalefeti ile iktidarı ile bu konuda birlikte hareket etmeli. Tencere dibin kar, seninki benimkinden kara anlayışını bırakmalı. İktidar, iktidardan giderim korkusu ile bunların üzerine gitme konusunda esnek davranmamalı. Muhalefette bunlarla iş tutarak iktidara gelmeye çalışmamalı. Bilhassa bunlar gelir korkusu ile AK Partide siyasi makam ve mevkilere gelenler pısırık davranmamalı. Liderlerini yalnız bırakmamalı. İlker BAŞBUĞU dinledim. Diyor ki; ’’2012 den 2016 ya kadar Tayyip ERDOĞAN yalnız bırakıldı.’’ AK troller, Davutoğlu’nu, Babacan’ı eleştireceğinize AK Partideki kriptoları ortaya çıkarın. Babacan ve Davutoğlu’na da uyarımdır. Siyasi çalışmalarınızda bu FETÖ den uzak durun.Körle yatan şaşı kalkar. Benden söylemesi.
Bazen iktidar ve muhalefet oybirliği ile yasa çıkarıyorlar, kanun çıkarıyorlar. Bu FETÖ konusunda, devletten temizlenmesi noktasında birlikte hareket etmeli. Özellikle muhalefete sesleniyorum; Bunlarla iş tutarak veya bunların mağduriyetini istismar ederek iktidara talip olmayın. Size bir yararı olmaz.
Diyanet işleri başkanlığı ve âlimler heyeti bu FETÖ örgütünün İslam akidesine uymayan yönlerini halka iyi anlatsınlar. Anlatsınlar ki, halk nezdinde bunlar taban bulamasın. Kim veya kimlerin kızdığı umurumda değil. Ben Allah rızası için düşüncelerimi dile getirdim. Kim de beni Allah rızası için eleştirirse kabulümdür, dikkate alırım.
Tek sığındığım melce(sığınılacak yer) Allah c.c. dır. Yalnız ona ibadet eder yalnız ondan yardım dileriz.
Selam ve dua ile.
Yorum Yazın