Demokrasi halk iktidarı demektir kısaca. Demokrasiyi, kölelerin efendilerini seçme özgürlüğü diyenlerde var. Hatta bazen bu, kölelerin efendisini seçme özgürlüğüne dönüşebiliyor. Bunu biraz açacak olursak, otokrat liderler öyle hava estirirler ki ülkelerinde, zannedersiniz seçim yapılıyormuş gibi bir durum vardır. Yapılanlar mış gibi muş gibidir. Yani yalandan bir muhalefet oluşturulur. Bu muhalefet otokrat liderin kontrolündedir. Bu seçimin sonucu bellidir.Her zaman otokrat lider kazanır.Bilhassa kaybettiği zaman kazanır.
Bu konuya tam örnek teşkil etmese de ülkemizde yapılan bir halk oylamasından bahsedeceğim. 12 Eylül ihtilali yapılmıştı. Seksen iki yılına kadar Sayın Kenan EVREN ülke yönetimine el koydu.1982 de anayasa düzenlendi. Halk oyuna sunuldu. Halk neyin oylamasını yapıyordu. Yani bu darbe anayasasına oy vermeyecekte hangi anayasaya oy verecekti. Halkın tercih hakkı yoktu. Ancak hayır diyebilirdi. Hayır demek bir sonuç getirmiyordu.Kaldı ki hayır demek her babayiğidin karı değildi. Ben Samsun’un bir köyünde imamlık yapıyordum. Milli görüş kökeninden geliyordum. Darbeyi tasvip etmiyordum. Hayır diyecektim. Ancak Samsun’un merkezinde seçmen kütüğüne yazılı olduğum için oy kullanamadım. Sandık başkanı korkusuna açıktan evet oyu verdi. Çünkü hayır oyu pusulalarından biri eksilmişti. Kendisi köy halkından olmadığı için, bu bir oyun kendi üzerinde kalacağı endişesi ile açıktan evet oyu vermişti. İşte bunun adı da demokrasi idi.
Bu girizgâhtan sonra konuyu biraz güncelleyeceğim. Burada maksadım, demokrasiyi uygulamada, ortaya çıkan sorunlara dikkat çekmek. Halkın iradesine nasıl gayr-i meşru müdahale edilmeye çalışıldığını dile getirmek. Mümkün mertebe halkın iradesinin sandığa sağlıklı yansımasını sağlamak. Bu noktada iktidarın ve muhalefetin,ana muhalefetin, yavru muhalefetin, irili ufaklı partilerin, dürüst propaganda yaparak halkı ikna etmesi sağlanmalı. Sonucu istesek de istemesek de, arzu ettiğimiz sonuç çıksa da, çıkmasa da kabulleneceğiz. Kaybedersek dünyanın sonu gelmeyecek.
Ülkemiz seçmenini şöyle bir irdeleyelim. Bu seçmenlerin içersinde terör örgütlerine sempati duyanlar var mıdır? Vardır. Yasal bir engel yoksa bu seçmenler oy kullanacak mı? Kullanacak. Peki bu seçmenlerin oyunu nasıl alacaksın. Sen alırken uyguladığın metot doğru, rakibinin uyguladığı metot yanlış mı? İşte size demokrasinin yumuşak karnı. Siyasetçinin işi zor.Bu oyların peşine düştüğünde muhalefetin radarına yakalandığında yandı gülüm keten helva. Kendisi çok daha beterini yapar. O illegal örgütlere sempati duyan seçmenle öyle kirli ilişkilere girer ki. Bunu yağdan kıl çeker gibi gerçekleştirir. Ama rakibinin açığını yakaladı mı vatan hainliğinde,illet ve zilletliğinde yer bırakmaz. Sanırsın ki yargılayıp hapse attıracak. Hiç bir şey olmayacak. Önemli olan rakibini saf dışı bırakıp sandıktan çıkmak. Siyasetçi bunu başarırsa değmeyin keyfine.
Politika, halkı etkileme sanatıdır. Seçimlerde halkı kim daha fazla etkilerse, ipi o göğüsleyecek, seçimi kazanacaktır. Bu benim şahsen tasvip ettiğim bir yöntem değil. Siyaset ise ülkeyi doğru,dürüst,çalmadan çırpmadan yönetme sanatıdır. Ama uygulamada bu böyle olmuyor. Siyaset yapacağım derken politikanın bataklığına batıyor siyasetçiler. Sanırsın ki düşmanla savaşıyor.Toplumu öyle geriyorlar ki; neredeyse toplumu karpuz gibi bölecekler. Çünkü rakibe hücum, onu ötekileştirme kendi noksanlıklarını örtüyor. Başarısızlığı ikinci plana itip, beka meselesini öne çıkararak ipi göğüslemeye çalışıyor.
Şimdi seçimler yaklaşıyor ya herkes, her siyasi oluşum karşı tarafa hücum edecek. Cumhur ittifakı, altı liderin bir araya gelişini ıskalayacak. Hatta HDP’nin de bu ittifakın gizli ortağı olduğunu vurgulayacak. Muhalefette. ERBAKAN HOCAMIZ’ın deyimi ile ’’Hadi ordan’’ Çözüm sürecinde çadır mahkemeleri kurdurdunuz.Teröristlerle ’’megri megri’’ söylettiniz.Peki sonuç ne olacak. Sonucu çok iyi biliyorum. Yukarda dedim ya, politika halkı etkileme sanatı. Kim daha fazla etkileyebilirse o ipi göğüsleyecek.Seçimi kazanacak. Mesela bir,beş, bin….seçmen terör örgütü sempatizanı. Bu oylar 50+1 getiriyorsa o seçimi kazanacak. Bu oyları geçersiz sayamazsınız.
Ülke seçmenlerinin içinde sünni var, alevi var. Legal ve illegal cemaat mensupları var. FETÖ sempatizanı, PKK sempatizanı var. Her ittifak bu seçmenlerle diyaloga geçecek. Kim etkili olursa o seçimi kazanacak. Eğer böyle olmasını tasvip etmiyorsanız, demokrasiyi kaldırın rafa, seçimleri iptal edin. Türk tipi bir sistem getirin. Bir ömür boyu kalın iktidarda.Yoksa germeyin. Siz de ötekilerde ülkede her meşrepten , hizipten seçmene gidecek.Bu iki kere iki dört edercesine gerçek.Siyasilere sesleniyorum. Kendi makamınız bekanız için toplumu germeyin.
İstanbul seçimlerinden iki örnekle yazımı sonlandıracağım. Her tarafa tavsiyem olacak. İster uyarlar ister uymazlar. Ama sonucu ya kabul edecekler, ya kabul edecekler. Çünkü son söz halkın ve hakkın. 1994 yerel seçimleri yapıldı. İstanbul’da Recep Tayyip ERDOĞAN kazandı. Daha çok sol tandaslı kişiler, ’’Kanımızın son damlasına kadar İstanbul’u vermeyeceğiz’’ dediler. Erbakan hocamız da. Kanlı mı olsun kansız mı buna halk karar verecek dedi. Bu maksatlı olarak yanlış anlatıldı.ERBAN hocamız bundan dolayı yargılandı.İstanbul’da Tayyip ERDOĞAN başkanlık koltuğuna oturdu. Yirmi beş yıl aynı siyasi anlayış İstanbul’u yönetti. Baki değillerdi ya 2019’da seçimini kaybettiler. Şimdi bu anlayış seçimi Ekrem İMAMOĞLUNA vermemek için oyları saydırdı da saydırdı. Öne geçemeyince hukuksuz bir şekilde seçim iptal edildi. Dedim ya son söz halkın ve hakkın. Halk, tekrarlanan seçimde yaklaşık olarak sekiz yüz bin farkla göklerden gelen bir kararla seçimi İMAMOĞLUNA verdi.
Sonuç alamayan siyasetçi halka homurdanır. Bu taraf ‘’nankör.yapılan hizmeti görmedi. Nankörlük yaptı’’ Öbür cenah ‘’göbeğini kaşıyan, bidon kafalı’’ der. Dileğim bunlar geride kalsın. Seçimler tatlı bir rekabet halinde olsun. Ama olmayacak. İnsan bu, eşrefi mahluk (Yaradılmışların en üstünü) ve esfelesafilin (Yaradılmışların en aşağısı) arasında mekik dokuyacak.
Demem o ki demokrasiye inanıyorsanız sonucuna katlanacaksınız. Sizden sonrası tufan olmayacak. Siz kaybedince ülke kaybetmeyecek. Sadece ve sadece siz kaybedeceksiniz.
Allahın selamı üzerinize olsun.
Yorum Yazın