Bir mahalleyi, bir beldeyi, bir ilçeyi, bir kenti ve bir ülkeyi yönetmek için adaylar yarışır. Bu yarış bir hizmet yarışı olmalı. Yarış tatlı bir rekabet ortamında yürütülmeli. Yönetime talip olan adaylar kendi yapıp edeceklerini, projelerini ortaya koymalılar. Seçmenler hangi adayı layık görürse onu seçmeli.
Ancak uygulamada bu böyle olmuyor. Sanki rakipler birbirine düşman. Taraftarlarını öyle motive ediyorlar ki sanki karşı taraf öcü. Tarftarlar, liderlerine; vur de vuralım ,öl de ölelim diyorlar. İktidar savaşları insanlık tarihi boyunca zaman zaman çok çetin geçmiş. Liderler iktidar uğruna taraftarlarını karşı tarafa saldırtarak çok canların hayatını kaybetmesine sebep olmuşlar.
Bunlardan en dramtik olanı Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi hadisesidir. Zalim Yezid’e baş kaldıran Hz Hüseyin ve ehlibeyt ailesi, kerbela çölünde hunharca şehit edilmiştir. Ben bu olayı tarihçilerden ve dramatik bir şekilde anlatan hatiplerden dinledikçe ağlamaktan kendimi alıkoyamıyorum.
Ey insanlar, ey liderler sizlere sesleniyorum; şu fani dünyanın makamı ve mevki,parası ve pulu Allah katında bir sineğin kanadı kadar değeri olmayan bir metadır.Eğer sineğin kanadı kadar değeri olsa Allah cc. kafire bir yudum su içirmezdi.
Eğer Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi öne alınmazsa, yaklaşık bir yıl sonra seçim olacak. Şimdiden siyasetin tansiyonu o kadar yükseldi ki, sonunun nereye gideceği belli değil. Ben altmış beş yıllık hayatımda böyle bir seçim görmedim.Tek parti döneminde böyle bir seçim olduğunu zannetmiyorum. Ben burada özellikle 16 yıl oy verdiğim AK PARTİ’yi ve lideri Sayın Tayyip ERDOĞAN’ı eleştireceğim.
Ben 2017 halk oylamasında evet verdim. Pişmanım. Yetkilerin tek kişide toplanmasının sakıncaları, yansımaları her alanda kendini hissettiriyor. 2019 yerel seçimlerinde saadet partisine oy verdim. Tekrar AK Partiye döndüm. Yastığa başımı koyuyorum. Kafam gidip geliyor. Artıları ve eksileri topluyorum, bazen işin içinden çıkamıyorum. Şu anda geldiğim nokta, artık AK Partiye oy vermeyeceğim. Zaten benim gelgitlerimi bu köşemdeki yazılarımda bulursunuz. Hiç bir çıkarım olmadan samimi bir şekilde kararımı veriyorum.
AK Partiye niçin oy vermeyeceğimi kısaca izah edeyim. Ben bu gün bu ülkede nasıl bir sistem olduğunu kestiremiyorum. Bana biri izah ederse sevinirim. Padişahlık desen padişahlık değil. Çünkü seçim yapılıyor. Başkanlık desen başkanlık değil. Çünkü yasalarda iki dönem kuralı var. Ama bu işletilmiyor.Yok önceki anayasa, yok sonraki anayasa. Eğer iki dönem seçilecekse bir kişi, Sayın ERDOĞAN’ın bir daha seçime girmemesi gerekir. Eğer muhalefet buna engel olamazsa bu seçimler çok şaibeli olur benden söylemesi. Hatta Sayın ERDOĞAN seçime girecekse, iktidar ve muhalefet tek bir anayasa maddesi meclise sunmalı. Sayın ERDOĞAN ömrünün sonuna kadar Başkan olarak kalmalı.Boşu boşuna seçim için masraf yapılmamalı. Ülke insanı gerilmemeli. Bu konularda CHP ve SAADET Partisine farklı bir eleştirim olacak.
AK Partinin ve özellikle Sayın ERDOĞAN’ın adalet politikasını anlamakta güçlük çekiyorum. Eğer AK PARTİ iktidarına bir örgüt,bir hareket, bir parti, bir şahıs geçit vermiyorsa terörist, illet zillet ve hain .Eğer AK Parti iktidarına katkı sunacaksa sütten çıkmış ak kaşık. Bu ülkede sayın Cumhurbaşkanı yargıya müdahale ederse adalet yerini buluyor ya da adaletsizlik yerini buluyor. Bazen devri iktidarlarındaki yanlış uygulamalara itiraz edilirse insanlar hapse tıkılıyor.Yada propaganda amaçlı adalete müdahale ediliyor.Sekiz mart dünya kadınlar gününde Sayın Cumhurbaşkanımız, 23 yerinden eski eşini bıçaklayan caninin yeniden tutuklanmasını buyurdu. Cani hemen tutuklandı. Sayın Cumhurbaşkanım, sizin müdahale etmediğiniz hukuksuzluklar diz boyu. Buralardaki hukuksuzluklar ruz-i mahşere mi kalacak. Ben 15 temmuz öncesi Fetöcülerle mücadele ettim .Fetöcü yargıçlar bana ceza verdi. Bunu cimere, HSK ya şikayet ettim. Bir sonuç yok. Buralarda kriptolar mı var, yoksa bir oy getirisi olmadığı için mi ilgi gösterilmiyor. Cumhurbaşkanım bu olaya bir el atsanız.Basın yolu ile size çağrıda bulunuyorum.
Bir arkadaşla siyasi tartışma yapıyoruz.Söz Meral AKŞENER’e geldi.O Yunan….dedi.Meral AKŞENER AK Parti ile anlaşacakmış dedim .O zaman iyi birisi dedi.Seçmenler öyle hipnotize edilmiş ki.Bundan iyisi yok. Bu kötü ama kimi seçeceğiz diyorlar. Alternatifi olmayan Allah cc.Onun dışında herkesin ama herkesin alternatifi vardır. Ömrü olan görecek Sayın ERDOĞAN’dan sonra da bu ülkeyi birileri yönetecek.
Sayın ERDOĞAN’a oy vermeyeceğim ama yine de hayranım. Bu ülkede Cumhurbaşkanları, Başbakanlar gelmiş geçmiş. Kimi başbakanlık yapmış kimi cumhurbaşkanlığı yapmış. Demirel altı defa gitmiş yedi defa gelmiş.Kırk elli yıllık siyasi hayatlarında ya on yıl başbakanlık yapmışlar ya da beş yıl,ya da Erbakan Hocamız gibi 11 ay.İktidar olmuşlar muhalefet olmuşlar. Ama hiç biri üst üste 20 yıl hem başbakanlığı hem cumhurbaşkanlığını muhalefete düşmeden uhdesinde toplayamamış. Atatürk, İnönü, Menderes, Demirel, Özal, Ecevit, Erbakan, sağdan soldan tüm liderler bu ülke yönetiminde Sayın ERDOĞAN kadar muhalefet olmadan iktidarda kalamamışlar.
Benim şu anki görüşüm şu; Altı lider, hatta AK Partili siyasetçiler, her kim bu ülkede siyaset yapıyorsa Sayın ERDOĞAN’a; artık yeter, iyi yaptın kötü yaptın. Bir şekilde bu ülkeyi yönettin. Sağcılığı solculuğu,milliyetçiği muhafazakarlığı kendi uhdende topluyorsun.Biraz kenara çekil bu ülkeyi biz yönetelim demeliler.
Bundan sonraki gelen iyi mi yönetir kötü mü bilemeyiz. Ama bu iktidar ve Sayın ERDOĞAN yoruldu. Metal yorgunluk bu iktidarın iliklerine kadar işledi. Bu yüzden değişim şart.’’Kafir CAHAPE’’ gelir sizin dininizi yok eder yollu öcü korkutmaları artık karın doyurmuyor. Din ve dinsizlik kimsenin tekelinde değil. Bu konuya da başka bir zaman değineceğim.
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın