Ben lafı eveleyip gevelemeden direk söylerim.Bana biri kulağını tut dese, sağ elimle dolaştırıp sol kulağımı tutmaya çalışmam.Kısa yoldan sağ elimle sağ kulağımı tutarım.
Ne demeye çalışıyorum.
Şunu demeye çalışıyorum. Yapılması planlanan 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye bir iktidar değişikliğine gitmeli.Yirmi yıl bu iktidar ve başındaki Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu milleti sıktı.Yandaş kanalların haber bültenlerini açtığımızda ilk cümle neredeyse %90 ‘’Başkan ERDOĞAN’’ diye başlıyor.
Siyaset kilitlendi.Demokrasi ’’Halkın,seçme ve seçilme hakkının olması’’ kısaca.
Ben bunu biraz hicvederek. Kölelerin efendilerini seçme hürriyeti olarak tanımlıyorum.Daha da ileri giderek kölelerin efendiyi seçme hürriyeti olarak tanımlıyorum.Bunun altını doldurmaya çalışayım.Bu ülkede yaklaşık 21 yıldır kim seçiliyor.Tayyip ERDOĞAN.Başkasının seçilme hakkı var mı?.Evet anayasada yazılı ,var.
Peki seçilebiliyor mu? hayır.
Diyeceksiniz ki 21 yılda onlarca seçim yapıldı. İktidar olmak için Sayın Erdoğan gibi başbakanlığa ,cumhurbaşkanlığına aday olanlar oldu. Kazanamadılar.Hatta adaylardan Muharrem İnce:’’ADAM KAZANDI.’’ dedi. Noktayı koydu.
Görünürde bu böyle. Ancak iyi bir analiz yaptığınızda bunun böyle olmadığını görürsünüz.En azından ben seçimlerin adil bir şekilde olmadığını düşünüyorum. Bu 20 yıllık iktidar olma başarısına Sayın Tayyip Erdoğan imzayı atacak. Tarih bunu yazacak. Başarı ise bu bir başarı.Bu yolda 17 yıl kendisine destek verdim.Öyle ödlek troller gibi sosyal medyadan hakaret ve tehdit savurmadım.Tayyip Erdoğan’a hakaret edenlere bire bir yakın temasla anlayacağı dilden cevap verdim.
Ancak günün sonunda Sayın Erdoğan’ın bu ülke insanını, bu gezegendeki insanları hatta başka varlıkları kullandığını düşünüyorum. Her zaman söylüyorum. Git geller yaşıyorum. Hatta bu yüzden haklı veya haksız eleştirilere maruz kalıyorum. Yine eleştirin. Ben mükemmel bir insan değilim. Hiç bir faninin mükemmel olamayacağını da düşünürüm.
Sayın Erdoğan’ın genlerini çözdüğümü düşünüyorum. Evet ben gen mühendisi değilim. Ancak ben ilahiyatçıyım. Pazılları birleştiriyor, buna göre bir okuma yapıyorum. Bir önceki yazımda da belirttim. Defaatle de belirtiyorum. Atamız Adem’e, şeytan cennette içki içirmedi, hırslık yaptırmadı. Nasıl onu kandırdı.
Ey Adem, ey Havva; Allah size bu meyveyi niye yasaklıyor biliyor musunuz; ’Eğer bu meyveden yerseniz ebedileşeceksiniz’’ diyerek kandırdı. Şimdi bana itiraz edeceksiniz. Atamız Adem ebedileşmek istemişse Sayın Erdoğan da isteyebilir. Ne var bunda.
O peygamberden üstün değil ki.Niye onu suçluyorsunuz.Ben kimseyi suçlamıyorum. Bir durum tespiti yapıyorum.Bu ebedi olma arzusu her fanide var.Erdoğan’daki bu arzuya bir firen olmak lazım.Eğer biz seçmenler buna engel olamazsak benim Rabbim bu gidişe bir dur diyecek. Çünkü Adem’ine dur dedi. Bunun zamanını bilmiyoruz.Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.
Seçimler yaklaştıça siyaset öyle kızışmaya başladı ki, sanki iç savaş çıkacak.Eskiden seçimle iktidar olamayan CHP, askerlerin siyasete müdahale etmesine seyirci kalırdı. Şimdi AK Parti CHP’lileşti.Eskiden valiler CHP nin il başkanı imiş. Şimdi devletin tüm kurumları AK Parti propogandası yapıyor. Camide vaaz dinlerken,dua yapılırken,dolaylı yoldan Tayyip Erdoğan’a dua ediliyor.
Yukarıda 20 yıla Tayyip Erdoğan’ın damgasını vurduğunu söylemiştim.Buradan Onu tasvip ettiğim anlamı çıkmasın. Kendini bir hedefe kilitlemiş. Bu hedefe ulaşmak için herkesi kullanmıştır. Fetö ile iş tutmuş, ABD ile,İsraille iş tutmuş. Avrupa birliğine girme arzusu ile batıyı kandırmıştır.
Erbakan Hocayı ofsayta düşürmek için yenilikçi kanat adı altında AK Partiyi iktidara taşımış. Daha sonra “Kardeşim Abdullah” dediği Abdullah Gül’ü Kayseri’de parti binasına sokmamıştır. Evinin önüne 2018 seçimlerinde helikopter göndermiştir.Ahmet Davutoğlu’nu, başbakanlıktan azletmiş. İdris Naim Şahin’i,Abdullatif Şener’i,Ali Babacan’ı trenden atmıştır. Ahmet Davutoğlu’nun ifadesi ile güç zehirlenmesi yaşamaktadır.
Hele hele Abdullah Gül hakkında bir beyanı var ki, güç zehirlenmesinin tavan yaptığının kanıtı mahiyetinde. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı, kendisinin de başbakan olduğu bir dönemde diyor ki. ’’Abdullah Gül benim bakanımdı” .Hal buki devlet hiyararşisinde cumhurbaşkanlığı, başbakanlığın üst makamıdır. Allah cc bir ayetinde ’’inna nahnü nezzelna’der. Arapça bilenler bilir. Burada üç yerde Allah cc ben değil biz der.
Yani Erdoğan ya beni seçeceksiniz, ya beni diyor. Ben de buradan diyorum ki; sakın gücünüzün sınırsız olduğu vehmine kapılmayın.Sınırsız güce sahip değilsiniz. Sınırsız güce sahip olan, mutlak iktidara sahip olan Allah cc dır.
Sayın Erdoğan, ABD ile iş tutup Iraklı Müslümanları perişan ettiniz. Fetöcülerin savcılığını yapıp kozmik odalara girilmesine göz yumdunuz. Ergenekon adı altında insanların zulüm ve işkence görmesine göz yumdunuz. Şimdi Fetönün ibadetli dediğiniz tabanını zindanlarda çürütüyorsunuz.
Devri iktidarınızda; İmralı’daki ile Edirne’dekinin hesaplaşmasına çanak tutuyorsunuz. Tüm bunları üç günlük iktidar,makam ,mevki ve para için yapıyorsanız. Vallahi değmez. Biilahi değmez.
Eğer kaderde iktidarınız bitmişse, ne yapsanız boş. Çünkü kaderin üstünde bir kader vardır.
Selam ve dua ile.
Yorum Yazın