X
    • SİYASETİN YANLIŞLARI VE DOĞRULARI..
      26 Mart 2019 20:54
      Son Güncelleme:26 Mart 2019 20:54
      MEHMET ÖZTÜRK
      1665

              Yıl 1977 idi. Hazirandı. Beş haziranda erken seçim yapılacaktı. Ben 1974 yılından bu yana siyasete kafa yormaya başladım. Tam 45 yıldır siyasete kafa yoruyorum. Siyaset kurumunun ülke yönetiminde, topluma hizmet noktasında önemli rol oynadığını düşünüyorum.

       

               Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez kurumlarıdır. Zaman zaman siyasetten sonuç alamayanlar siyasetçiyi ve siyaseti kötülerler. Bu doğru değildir. Bazıları da siyasetten Allah cc’a sığınmayı telkin ederler. Ben bu görüşe katılmam. Siyasetin kötülenmesinde, siyasetten uzak durulması düşüncesinde haklılık payı yok mu? Elbette var. Siyasetçilerin bu konuda vebali sorumluluğu çok mu çok fazla. Bir o kadar da bizim sorumluluğumuz var.

       

              Her şeyden önce siyasi partiler birbirinin rakibidirler.Düşmanı değil.Ama siyasetçi dürüst siyaset yapacağına çamur siyaseti yapıyor.Rakibine olmadık iftiralar atıyor. Kendi projeleri üzerinden değil, rakiplerini karalama üzerinden, iftira üzerinden siyaset yapıyor. Böyle siyasetçiler yüzünden siyaset kurumu zarar görüyor. Seçmen bu durum karşısında, ya sandığa gitmeyerek, ya da siyasetçilerin hepsine hakaret ederek tepkisini gösteriyor.

       

                      Peki dürüst siyasetçi, dürüst devlet adamı, dürüst halife gelmedi mi bu dünyaya, bu ülkeye. Elbette geldi. Emevi halifelerinden Ömer B.Abdulaziz (Hz.Ömer R.A.’in torunu) halife olmuştur. Halifeliği sürecinde vali iken var olan mal varlığı daha da azalmıştır. Yani halifelik sürecinde mal varlığı, daha da noksanlaşmıştır. Garip bir tecelli ki, akrabaları sen bize beytülmalden torpil geçmiyorsun diye zehirlemişlerdir. Ben inanıyorum ki Ömer b. Abdulaziz (R.A.) hiçbir gölgenin bulunmadığı bir anda adil bir imam (Devlet başkanı) olarak Allah cc gölgesinde gölgelenecektir.

       

                       Yukarda özet olarak olması gereken siyasete bir nebze değindim. Şimdide olmaması gereken, ancak seçim sathı mahallinde, sahada olan siyasete değinmek istiyorum. Siyasetin, siyasetçinin yanlışlarını dile getireceğim. Bu yanlışları eleştireceğim. Burada ki maksadım, doğru düzgün siyasete katkı sağlamak. Dürüst siyaseti öne çıkarmak. Amacım üzüm yemek, bağcı dövmek değil.

       

                   Ülke siyasetinde bizim de bir tarafımız olmuştur, halen de olmaktadır. Ben farklılığı bir zenginlik olarak görürüm. Öğretmenliğim döneminde sınıfta hiçbir partinin ne lehinde ne de aleyhinde konuşmadım. Sınıfın dışına çıkınca siyasi düşüncemi hiç gizlemedim. Tartışmayı çok doğru bulmam. İstişare daha iyidir. Tartışmalar sonunda kavga ile biter. Ben yine de çok tartışma yaptım. Farklı siyasi düşünceden insanlarla tartıştım. Hatta benim ateist  kişilerle tartıştığım olmuştur. Hakaret edilmediği takdirde bir sorun yaşamadık. Ancak zaman zaman siyasi düşünceme, siyasi düşüncemin liderine hakaret edilince tatsız olaylar yaşadım. Ben öğrencilerime hep şunu söylerdim. Kimsenin dinine, siyasi düşüncesine, tuttuğu takıma hakaret etmeyin. Farklı takımı tutabilirsin, siyasi düşüncen farklı olabilir. Dini inancın farklı olabilir. Herkes özgürce yaşamalı. Kimse kendi fikrini kimseye dayatmamalı.

       

                       Şimdi yukarda bahsettiğim yetmişli yıllardaki zaman tüneline götürmek istiyorum sizi. Yani 1977 genel seçimlerinden bahsedeceğim. Yukarda dürüst bir siyasetin nasıl olması gerektiğini arz ve izaha çalıştım. Ama sahada olan yanlışlıkları dile getirdim. Şimdi yetmişli yıllardaki siyaseten yapılan yanlışlıkları dile getireceğim. O yıllarda dört parti vardı önde. Cumhuriyet Halk Partisi,Adalet Parti,Milli Selamet Partisi,Milliyetçi Hareket Partisi.CHP solu temsil ediyordu,AP ve MHP sağı temsil ediyordu. MSP ise Erbakan Hocanın Lideri olduğu bir parti idi.Sağ ve sol kavramlarının dışında Milli görüş hareketi ile yola çıkmış bir parti idi. ‘’Ne sağdayız,ne solda hak yoldayız hak yolda’’ sloganı ile ülke menfaati için sağ ve sol yelpaze ile koalisyon kurabiliyordu.

       

                           Ancak ABD güdümündeki sağ siyaset Erbakan Hocanın MSP partisine ağır bedel ödetti. Yeni bir siyasi anlayışla,1973 seçimlerinde elde ettiği 48 milletvekilini 1977 seçiminde 24 ‘e düşürüyordu. Nasıl mı? İzah edeyim. Özellikle Adalet partililer Erbakan hoca CHP ile koalisyon kurduğu için  hainlikle suçluyordu MSP yi. Hatta benim de savunduğum bu siyasi düşünceye yeşil gomonist diyorlardı. Kısmen MHP de bu tuzağa düşüyordu. Hele hele sosyal medyanın bu kadar yaygın olmadığı bir dönemde, iftira ve karalamalarla Erbakan hocanın partisi yıpratılıyordu. O dönemde, yani 1977 seçimlerinin yapıldığı dönemde  imam hatip lisesinden bir arkadaşım, babasının etkisi ile adalet partili idi. Adalet partililer, hedef saptırıyorlardı, iftira siyaseti, çamur at izi kalsın siyaseti uyguluyorlardı. Bir broşür getirmişti arkadaşım. Erbakan hocamızın plajlarda kadınlı erkekli resimleri vardı. Fotomontaj  usulü ile kitleleri kandırıyorlardı. Aldım o broşürü,yırttım çöpe attım. Ama o kirli siyaset başarılı oldu. Erbakan hocamızın partisi büyük yenilgi aldı. Yukarda da değindiğim gibi vekil sayısı 48 den 24 e düştü.

       

                   Tarih tekerrürden ibaret derler ya, aynı yöntem acımasızca uygulanıyor.Özellikle AK PARTİ,bu karalama siyasetini fütursuzca yapıyor. Saadet Partisini,hatta İYİ partiyi,CHP’yi HDP ile, PKK ile işbirliği yapmakla suçluyor. Bu partilerin işbirliği var mı yok mu onun üzerinde durmayacağım. Varsa vardır. Ancak AK Partinin rakiplerini FETÖ ve PKK terör örgütü ile suçlaması bana garip geliyor. Rakiplerini bu terör örgütleri ile suçlayacak en son parti AK Parti olmalı.

       

                  MHP’nin eleştirisini bir yere kadar anlarım. Ancak AK Partinin terör tanımını anlamış değilim. Bu yüzden de 16 yıl oy verdiğim bu partiye oy vermeyeceğim. Terörün hukuk dilinde genel geçer bir tanımı vardır. Devletin yasa dışı terör örgütleri ile mücadele politikası vardır. Ama AK Partide bu konjöktöre göre değişiyor. Eğer AK parti iktidarına katkı sağlayacaksa, terör örgütü sözde lideri Öcalan, özgürlük savaşçısı oluyor.

       

      Fetullah Gülen, hasretle beklenen biri oluyor. Eğer AK Parti siyasetine zarar verecekse hain oluyor. AK Partili, Bülent Arınç, cübbe giyip cemaati savunmaya kalkınca AK troller tarafından linç ediliyor. Daha sonra oğlu sus payı olarak vekil yapılınca, Ak troller sus pus oluyorlar. AK Partideki FETÖ iltisaklılar, trollerce gündeme getirilmiyor. Ama başka partiden biri olunca 40 tane kanaldan karalama kampanyası ile linç edilmeye çalışılıyor.

       

                    Ben Saadet partililerle birlikte siyaset yapıyorum. Koca koca adamlar, ilahiyat bitirmiş hocalar, Sadetlileri CHP ile ittifak kurdu diye kafirlikle suçluyorlar. İdris Naim Şahin’e destek verdiğim için eleştiriyorlar. Neymiş O Ekrem Dumanlı’ya saat hediye etmiş. Facede benden  25 yaş küçük biri bana İdris Beyi desteklememem noktasında nasihattta bulunuyor. Ben de O bir saat hediye etmiş. Devletin kurumlarını hediye edenleri eleştir de göreyim dediğimde nutku tutuldu. Daha da yazamadı.

       

                            Evet tarih tekerrür ediyor. Erbakan hocanın partisinin içini oydular. Hemi de bunu öğrencilerine yaptırdılar. Bize de Erbakan hoca bize yalandan çatıyor diye yedirdiler. Hala yiyenler var. Ben bir bela ile karşılaştım. Bu siyaseti desteklemekten vaz geçtim. Derler ya bir bela, bin nasihatten iyidir.

       

                       Bu gün siyaset yetmişli yıllardan daha kirli. O zamanın liderleri muhalefet olmasını biliyorlardı. Demirel 1973’de tek başına iktidar olamayınca hükümet kurmaya yanaşmadı. CHP - MSP koalisyonu kuruldu. Ecevit ve Erbakan hocanın kurduğu bu koalisyon adam gibi Kıbrısa çıkarma yaptı. Kısa sürede Kıbrıs zaferi kazanıldı. Şimdi seçim yatırımı için bir gece ansızın gelebiliriz deniyor ama değişen bir şey yok. Büyük İsrail’e doğru adım adım gidiliyor.

       

                           Yerel seçimlerde projeler yarışması gerekirken beka meselesi tartıştırılıyor. Şu iktidar muhalefet olmayı da bir içine sindirebilse, normalleşeceğiz ama, muhalefet olmayı düşünmek bile istemiyorlar. Ne kadar muhalif varsa, iktidar nimetini ulufe gibi dağıtarak yanlarına aldılar. Bakanlık verdiler, vekillik verdiler, ihale verdiler.

       

      Bu seçim ya bu iktidarın güçlenerek çıkması ile despotlaşacak. Suudi hanedanlığı gibi bir yapıya bürünecek. Ya da halk bu iktidarın kulağından tutacak, senin iktidarının sonu tufan değil. Bu ülke çok iktidardakileri muhalefete koydu. Sen biraz dinlen diye nadasa alacak. Belki bu zor olacak. Seçim meydanlarında çok hırçın bir siyaset yapılacak, olmadık iftiralar atılacak, halk kutuplaştırılacak. Ama bu halk sağduyusu ile, AK Partilisi ile, CHP’lisi ile, MHP’ lisi ile Saadet partilisi,İyi partilisi ile, bu çözüm yolunu bulacak. Ben öyle ümit diyorum. Halkın gündemi farklı. On yedi yıldır biriken sorunları kutuplaştırma siyaseti ile halının altına süpüremeyeceksiniz. Haberiniz olsun.

       

      Allah (cc)’a emanet olunuz.

      Yorum Yazın

      Yazarın Diğer Yazıları

    • SüperLig Puan Durumu
      Takım O A P
        O A P
      1.GALATASARAY A.Ş. 28 69 71
      2.FENERBAHÇE A.Ş. 27 67 65
      3.REEDER SAMSUNSPOR 28 44 51
      4.BEŞİKTAŞ A.Ş. 27 41 47
      5.İKAS EYÜPSPOR 28 41 44
      6.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 27 44 39
      7.GÖZTEPE A.Ş. 27 45 38
      8.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 27 36 38
      9.KASIMPAŞA A.Ş. 28 49 38
      10.TRABZONSPOR A.Ş. 27 44 36
      11.ONVO ANTALYASPOR 28 32 36
      12.TÜMOSAN KONYASPOR 28 34 34
      13.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 27 34 33
      14.CORENDON ALANYASPOR 28 32 31
      15.NET GLOBAL SİVASSPOR 28 38 30
      16.SİPAY BODRUM FK 28 22 30
      17.BELLONA KAYSERİSPOR 27 32 30
      18.ATAKAŞ HATAYSPOR 27 29 19
      19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. 27 26 -2
      Ordu nöbetçi eczaneleri