Son zamanlarda TV kanallarında, açık oturumlarda FETÖ’nün siyasi ayağı hararetle tartışılıyor. Konuşmacılar belli bir siyasi görüşü temsil ediyorlar. Bu yüzden FETÖ’nün siyasi ayağı konusunda yorum farklılığı meydana geliyor. Bu yorum farklılıklarını harmanlayarak, tartışarak iyi bir fikir, güzel bir sonuç elde etmek mümkün.
Ancak, daha önceki yazımda belirttiğim gibi her siyasi kimlik topu taca atarak, tencere dibin kara seninki benimkinden kara anlayışı ile tartışmayı sürdürürse bu konuda yol almak mümkün olmaz. Bu durum FETÖ’cülerin ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir.Zaten FETÖ’cülerin tam da istediği bu.
Öyleyse yapılması gereken topyekun bu terör örgütü ile birlikte mücadele yapılmalı.Bu örgütle mücadele yaparken siyasi çıkar hesabı güdülmemeli.Geçmişte yaşananlardan ders alınmalı.FETÖ veya PKK terör örgütünün bu ülkede binlerce, yüz binlerce hatta milyonlarla sempatizanı olmuştur,olacaktır da.
Mesela Abdullah Öcalan terör örgütü lideri değil mi?.Selahattin Demirtaş da ‘’Biz APONUN heykelini dikeceğiz’’ diyor.Bu şahsın liderliğini yaptığı HDP milyonlarla oy alıyor.Bu seçmenleri terör sempatizanı olduğu için cezalandırmaya kalksanız, mahkemeler kilitlenir. Cezaevleri yetersiz kalır.FETÖ terör örgütü için de bu böyledir.
Tabanı ibadetli denen bu örgütün sempatizanlarının da milyonlara ulaştığını düşünüyorum.Bahsettiğim bu milyonlar bu ülkenin vatandaşı.Bu ülkede oy kullanıyor.Bir siyasiyi iktidara getirebiliyor veya iktidardan indirebiliyor. Siyasilerin bu konuda işi çok zor. İktidarı ile muhalefeti ile Allah cc hepisine yardım etsin.
Ben burada objektif bir bakışla bir yol haritası çizmeye çalışıyorum. Bir emekli öğretmen olarak ülkemin sorunlarına samimi bir şekilde katkı sağlamaya çalışıyorum. Bu düşüncelerimin, bu eylemlerimin ahrette de bana fayda ve zarar getireceğini hesap ederek kılı kırk yararak doğru dürüst olmaya çalışıyorum. Elbette biz de insanız hissi hareket edeceğiz.Eleştirilerimiz belki maksadımızı aşacak.Ancak samimi olduğumu düşünüyorum.Terörist de olsa sempatizanı da olsa hedef kitlemiz insan.Bu insanları nasıl kazanırız. Terörün sosyolojik boyutunu iyi gözlemleyerek halk nezdinde yer bulmasını önlemeliyiz.
Özellikle FETÖ’cüler zehirlerini yurt dışından yaptıkları yayınlarla kusuyorlar. Kendilerini masum göstermek için her yola baş vuruyorlar. FETÖ’cülerin üzerlerine gitme noktasında%95 isabet olmasına rağmen genelde haksız yargılandıkları yaygarasını koparıyorlar.Ben inanıyorum ki,yargıda,askeriyede ve devletin kılcallarında hala bir sürü FETÖ!’cücü var.Tehlike bitmiş değil. Bir emniyetçi bunlarla devlet mücadele etsin diyor.Bir adliyeci ben de bunlardan zarar gördüm bunlar tekrar geri gelebilir diyor.
İnsanlar korku ve endişe içinde. Bir kısım insanlar mücadele etmekten kaçınıyor. Korkakça, pısırıkça tavır sergiliyor.Bu pısırıklar bu dünyada da öbür alemde ALLah cc gazabına uğrayacaklardır.Bu böyle biline.Bunların islamın özüne zarar verdiği iyi anlatılmalı.Bunların tevhit çizgisinden uzak haşhaşı sapkın bir örgüt olduğu vurgulanmalı.
Cezai ve hukuki boyutu ile mahkemelerimiz ve güvenlikçilerimiz can siperane bir mücadele veriyorlar. Bu sürece katkı sunmak için meclis doğru düzgün en etkili yasal düzenlemeyi adil bir şekilde yapmalı.Bu FETÖ CHP’li Kasım KÜLEK zamanında kök saldı,Özal ve Demirel de bunlarla iş tuttu sözleri sorunu çözmüyor.Aynı zamanda Tayyip ERDOĞAN’ın ’’Ne istediniz de vermedik’’ sözünü tekrarlayıp durmak ta işi çözmüyor.Çözülmesi gereken konu, bu haşhaşi, uslararası ajanların oyuncağı haline gelmiş, bukalemun gibi her renge giren bu FETÖ örgütüne karşı etkin mücadele etmek lazım.
Geçmişte her siyasi, bu örgütle bir şekilde ilişkili olmuş. Herkesin belki kendine göre haklı gerekçesi var.Ama geçmişten ders alınmalı.
Evet bu FETÖ terör örgütü ile mücadelenin çok zor olduğunu düşünüyorum. Bilhassa AK Parti döneminde devletin kılcallarına öyle yerleşti ki, AK Partiyi ve lideri Sayın ERDOĞAN’ı tehdit eder hale geldi. Belki de AK Partinin sonunu getirecek. Ancak, bir hakkı da teslim etmek lazım. AK parti ve özellikle Tayyip ERDOĞAN bu örgütle ciddi mücadele veriyor.
Ancak muhalefetin de bu konuda çok dikkatli olması gerekir. Ak Partiyi ve Tayyip ERDOĞAN’ı iktidardan indirme uğruna bu hain örgüte göz yummak veya işbirliği yapmak bir gaflettir, bir ihanettir.Ben2019 yerel seçimlerinde AK Partiye oy vermedim.Parti üyeliğinden de istifa ettim.Saadet partisine oy verdim.Ben siyasete önem veririm.Siyasetin ülke yönetimi olduğunu düşünürüm.Doğru düzgün yapıldığında ülke için bir kazanç olduğunu düşünürüm. Siyaset temizdir, siyaseti kötü siyasetçiler kirletebilir. Bu durum siyasetten uzak durmamızı gerektirmez. Bu ülkede dört dörtlük siyasetçi olmasa da dürüst siyasetçiler var olmuştur. Var olacaktır da. Ben ERBAKAN hocanın rahlei tedrisinden yetişmiş bir vatandaşım.Şu anda da onun destek verdiği Saadet partisinde üyeyim.
FETÖ terör örgütüne paçasını kaptırmayan tek liderdir ERBAKAN HOCA. Ancak bir konuşmasında ’’Fetullah hocada bizim’’ demiştir. O zamanlarda komünizmle mücadele altında belki bu örgüt bir şekilde desteklendi. Ancak 15 temmuzdan sonra oy devşirmek veya dış güçlerin desteğini almak,veya Tayyip ERDOĞAN’ı iktidardan indirmek için bu hain örgütle kim işbirliği yaparsa onun karşısında dururum. AK Partiyi ve liderini en ciddi bir şekilde eleştirdim ve eleştiriyorum.
Ancak Şu dönemde en iyi mücadele onun liderliğinde yapılıyor. Devlet Bahçeli ve Doğu Perinçek’in bu sürece olumlu katkı sunduğunu düşünüyorum. Biz olup bitenlere bakarız, zahiere göre hüküm veririz. Kalpleri ancak Allah cc bilir.
Sonuç olarak sağcısı solcusu ile,ülkücüsü,İslamcısı ile ülkenin vatanseverleri ile, uluslar arası güçlerin piyonu olmuş bu hain örgütle her vatansever konumu ne olursa olsun etkin mücadele etmeli.
Selam ve dua ile...
Yorum Yazın