İstanbul’da seçimin iptal edilmesi tamamen siyasi bir karar. Siyasal üstünlüğü elinde bulunduran AK Parti bu kararı aldırmıştır.Bunun lamı cimi yok.Hep şunu söylüyorum: Çarşambanın gelişi Perşembeden belli olur. Çeyrek asırdır iktidarda olan sayın Cumhurbaşkanı bu iktidarını sürdürmek için üstün gayret sarf ediyor. Bu nereye kadar devam edecek kestirmek mümkün değil.
Ben şunu biliyorum ki bir yerde son bulacaktır.Daha önce de bir makalemde Hz. Adem (A.S.) babamızın da beka sorunundan bahsetmiştim.Burada beka sorununun insan fıtratının bir sonucu olduğunu dile getirmiştim.İnsanoğlu yaratılışı gereği sonsuzluk arzusu peşinde koşar. Adem (A.S.) de olduğu gibi. Hinduizm’deki tenasüh inancı da bu arzunun sonucudur.Tenasüh inancına göre ruh ölümsüzdür.Kısaca insan ölünce ruhu başka bir bedene geçer.
İşte İstanbul seçimlerinin iptal edilişini de bu açıdan ele almak lazım. Sayın Erdoğan “İstanbul demek Türkiye demektir. İstanbulu kaybeden Türkiye’yi kaybeder “ mealinde açıklamalarda bulunmuştu. İstanbul’da sanki kendisi Belediye başkanı olacakmış gibi seçim propagandası yapıyordu. Bir günde üç dört kez miting yapıyordu. Ankara, İzmir Adana gibi büyük metrepolleri kaybetse de tölera edebilirdi. Ama İstanbul’u kaybedince Türkiye’de kaybedeceğini görüyordu.
Bu yüzden ne yapıp edip İstanbul’u geri almalıydı. Siyaset okumalarını iyi analiz eden herkes şunu görüyor ki İstanbul seçimleri hukuki olarak değil, siyasi olarak iptal edilmiştir. Her iki taraf ta kendilerini haklı çıkarmak için deliller ortaya koymaya çalışıyor. Yumurta mı tavuktan çıktı, tavuk mu yumurtadan çıktı.Gücü elinde bulunduran istediği kararı aldırtıyor.Olay bu. İstanbul- Fatih’de Mehmet Ali ŞAHİN belediye seçimlerini kazanmıştı.Hakim güç bir bahane buldu DYP’nin amblemi olan atın yönü atıyorum sağa bakması gerekirken sola baktığı için seçimi iptal ettiler. Saadettin Tantan’ı Refah parisinin adayı Mehmet Ali ŞAHİN’in karşısına koydular.Tüm güç odakları sağlı sollu partiler birleştiler Mehmet Ali ŞAHİN’e yenilenen seçimi kaybettirdiler.
Şimdi İstanbul’a da oynanan oyun bu. O zamanın Refah partisinden olan Erdoğan hakim güç haline gelmiş. O günkü hakim gücün yaptığı gibi bir yol izliyor. Bu kez çok daha güçlü bir şekilde bu seçime asılacak. Bunun emarelerini şimdiden görüyoruz.31 mart seçimlerinden önce beka dendi, zillet illet ittifakı dendi. Çamlıca’ya devasa cami yapıldı. Saadetin İstanbul’da adayı yok dendi. Algı oluşturmaya çalışıldı. Ama İstanbul halkı bunu yemedi. Şimdi Terör örgütü lideri Öcalan’ı avukatı ile görüştürmeye hazırlanıyorlar. HDP seçmenine göz kırpmaya başladılar. Hatta bir haberde İstanbul’da AK PARTİ+MHP+HDP birleşmezse Ekrem İmamoğlu seçimi bir milyon oy farkı ile kazanır iddiası var. Olmaz deme, olmaz olmaz. Daha üç beş ay önce andımız konusunda AK PARTi ile HDP mecliste iş birliği yaptı. MHP de dut yemiş bülbül gibi ses çıkarmadı.Tüm gayretler iktidarın süresini biraz daha uzatmak.Türkiye’nin,İstanbul’un rantını biraz daha elde tutmak. Beka meselesi işin hikayesi.
Bu konuda lafı eğip bükmeden görüşlerimi dile getireceğim. AK Parti yörüngesinden çıkmış, iktidarda kalmak için her yolu deniyor. Terör örgütleri ile tescilli olarak iş birliği yaptı. Öcalan’la, PKK ile geçmiş zamanlardaki temasları bunun en bariz örneği. Fetö terör örgütünü ‘Ne istediniz de vermedim’’ diyerek devletin kurumlarına doldurdular. Bundan sonra da iktidardan gitmemek için her yolu deneyecekler. Yaptıkları yapacaklarının alâmeti farikası.
Tüm demokratik güçler birleşerek bu fireni patlamış iktidara, bu dar kadroya dur demeli. Bu gidiş gidiş değil. Bu gidiş bu ülkeyi tek adamlığa, krallığa götürür. Eğer bu iktidar İstanbul seçimini tekrar kazanırsa bundan sonra bu ülkede herkes seçimi unutsun. Bundan sonra seçimler yapılıyor ‘MUŞ ‘gibi yapılacak. Yani seçim formaliteden yapılacak. Zaten kırsal kesimde, Anadoluda seçim meçim olmadı. Büyük metropollerde halk direndi. Adana’da, Ankara’da,İzmir’de, İstanbul’da halk kırmızı ışık yaktı. Bu iktidara dur dedi.Ama bu halkın oylarını bu iktidar YSK eliyle çöpe attı. Şu anki AK PARTİ 1946’nın CHP’si konumunda.Tüm demokratik güçler birleşmeli. Bu haksızlığı,bu hukuk tanımamazlığı oyları ile bertaraf etmeli. Bunu yapacak olan AK PARTİLİ seçmen,CHP li seçmen, HDP’li,MHP’li,İYİ PARTİLİ,SAADET partili seçmen.
Sakın kimse benim CHP ye oy vermeye elim varmaz demesin. Dava mava diye bir şey yok. Sayın Erdoğan partinin kurucularını bir bir biçti. Şimdilerde yeni arkadaşlar edindi.Birbirlerine olmadık hakaretler ettiği kişilerle iş tuttu.Devlet BAHÇELİ,Süleyman SOYLU,Numan Kurtumuş,Doğu Perinçek Savcı Sayan…bunların başında geliyor. Bunların kimisi sağcı kimisi solcu. Ordu’da dava arkadaşı İdris Naim Şahin’i yuhalattı, Genel sekreter yardımcısı Mustafa Hamarat’a hakaretler eden Cemal Enginyurt’un elini sıkarak poz verdi. Partide ağzını açanın işini bitiriyor.Trenden atıyor.Eğer CHP li İmamoğlu yanlış yaparsa beş yıl sonra indirirsiniz. Ama bunlar 25 yıl geçti hala iktidarı bırakmak istemiyorlar.
Parti din değil. Şimdi benim bu fikirlerime birileri karşı çıkacak. Ben batıla oy vermedim diyecek.Yani beni İmamoğlu’nu desteklemekle batılı desteklediğimi ima edecek. Ben bu imam bozuntusu kripto fetöcüyü iyi bilirim. Fetönün vaazlarını ezberleyip kürsülere çıkan bu müptezel, 15 temmuzdan sonra kamufle olmak için ne de AK PARTİ savunucusu oldu.
AK Parti iktidar olmak için CHP’ye yanaştı. Sayın Erdoğan, siyasi yasağını CHP ye kaldırttı. Başkan olmak için Sayın Erdoğan HDP ye yanaştı.O zamanlar MHP ye ateş püskürüyordu. En iyi siyasetçi sayın DEMİREL’di. ’Dün dündür’ diyordu. Şimdi onu arıyoruz. Hiç de oy vermemiştim partisine.Gitmesini de biliyordu, gelmesini de. Bunlar yapıştılar iktidar koltuğuna.Orada kalmak için hak hukuk tanımıyorlar, çok canlar yakıyorlar. Mazlum yığınların ahını alıyorlar.
Selam ve dua ile Allah cc emanet olun.
Yorum Yazın